*
ipek ongun kitabı. annesi vefat eden genç bir kızın ( adı bahar) , üniversite sınavı öncesi yaşadıklarını - acı, aşk ve dostluk- anlatır. nedense ortaokul yıllarında okunur. kedisi vardı bir de kızın. o vakitler bile vasat gelmişti ya neyse.*
bir genç kızın gizli defteri tarzında başka bir kitabıdır ipek ongun'un. yazar yine gündelik 'light' endişeleri olan bir kıza, sorunlarını pozitif düşünerek, ailesiyle beraber olarak vs. aşabileceğini aşılamaktadır.
*ipek ongun'un ortaokul sıralarında okunan kitabı. genellikle kızlar tarafından okunur bu kadının kitapları. o yıllar için pek güzel gelir. okuma alışkanlığına katkısı olur. yaş onyedi kitabı ise okunur ve bitirildikten sonra "bi de 6 yıl sonra okuyum" diye düşünülür * ve rafa kaldırılır. ama 6 yıl sonra dönüp o kitaba asla bakılmaz. zevkler, renkler çok değişmiştir çünkü. o kitap zaman kaybından başka bi şey değilmiş gibi gelir artık.
kitabın içeriğine gelince; kitapta 17 yaşında olan kızımızın annesi ölür ilk sayfalarda. annesinin ölümüyle birlikte nasıl da olgunlaşmak zorunda kaldığı, ergenlik sorunları, aşkları falan filan anlatılır. klasik ipek ongun kitaplarındandır anlayacağınız.
ilkokul yıllarımda okuduğumda çok güzel bulduğum,yeniden dün bitirdiğimde bir genç kızın gizli defteri kadar safça bulmadığım ama ana karakterini saftirik denyo ve gerizekkalı olarak gördüğüm ipek ongun'un eski bir gençlik romanı.ayrıca karakterlerinin neden birbirlerine sürekli laf sokan agresif ergenler olduklarına anlam veremediğim iyi ki devamı gelmemiş roman.
hayır, ben unutsam çevremdeki hatunlar -sağolsunlar- hatırlatmaktalar...
delirme yaşı gibi birşey; bir nev'i over-loaded, yani ekstra yük taşıma kapasitesine haiz olma dönemi. eh; deli(!) kanlı(!); delikanlı da buna ben zer bir tarif değil mi?...