içten içe kin beslediğim, odunla dövülesi insanlardır. aynı yağmurun ıslattığı, aynı taş kaldırımlarda yürümemize rağmen ben pantolonumu dizlerime kadar çamur yaparken, bu insanların kuğu gibi yürüyüp zerafet dersi vermeleri beni hep şaşırtmış ve içine kapanık, depresif bir insan haline gelmeme neden olmuştur. zerafet elbetteki taktir edilmelidir ancak ülkenin bölünmez bütünlüğü adına birileri, bu insanları uyarmalıdır; gerekirse yağmurda şener şen gibi koşmaları telkin edilmelidir.
işi bilen kişilerdir. yagmur yagdiği vakit pantololonlarini cikartip cantaya koyan ve sortla yola devam eden kişilerdir. gerci pantolon tertemiz kalir camur bulasmaz ama mazallah bu kişiler 5 gün yatak dösek yatarlar. ne demişler zürefanin düskünü beyaz giyer cenaze günü. (bunun gibi bir şeydi işte)
kendince geliştirdiği yürüme yöntemi ile kendisine yağmuru kendine hiç dert edinmeyen yazarın yağmurlu günlerde içine girdiği kategoridir. zira ayaklar sürtülmeden , çok da fazla kaldırılmadan yüründüğü takdirde içine girilesi insan toplulukdur . öyle takdire şayan durumları da söz konusu değildir .
imrenilesi insanlardır. nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama her zaman takdir etmişimdir. çünkü ben yağmurlu havada dışarı çıkıp eve gelsem pantolon kullanılmaz hale geliyor ve ömrüm fırçalamakla geçiyor.
paçası çamur olmayıp tam tersi yönde yani ayakkabısının burnuna çamur şıçratanlar vardır yürürken. arkadan bakarsın topuk hizasında hiç çamur olmaz ama ayakkabının burun kısmı komple çamur olmuştur. yere basma çeklinden kaynaklanan bir durum olsa gerek. herkesin farklı bir yürüyüş ritmi ve şekli vardır. hiç çamur sıçratmayanlarda takdiri hakkeden insanlardır.