bir cadde gezintisi sırasında, aniden bastıran yağmurdan kaçılarak altına girilen, sahibine mahçupça gülümsenirken akan anılarla yabancı olmadığını haykıran şemsiye.
sınıfın en güzel kızının şemsiyesidir. kırmızıdır rengi, kızlar tuvaletinde özenle sürülen, nöbetçi öğretmenlerden son sürat kaçırılan rujunun rengindedir. mezuniyet gecesinde giydiği ve güzelliğine güzellik katan elbise de kırmızıdır. üniversiteye giden yolda, bir tesadüf eseri aynı üniversiteyi kazanmış lisedeki kalp kırığının eğilerek kokladığı güller de kan rengindedir. kantinde ilk fark edildiğinde, sağcı solcu tartışmaları arasında, kolunun altına alıp götürdüğü manto da kırmızıdır. o akıldan çıkmadan gidilen maçta, ses kısılarak tezahurat yapılan sevgili takım da sarının yanında kırmızı taşımaktadır. ilk sene sonunda üniversiteden ayrılıp kayıplara karışınca ölmeyen tutku daha da kızarır. aşk ölmez.
onun gözlerini görmek umuduyla bakılır şemsiyenin sahibine. o değildir, iyi niyetli bir yabancıdır göz göze gelinen sadece.