çok severim ben. önemli bir işim veya gitmem gereken biryer yoksa ıslanmayın tercih ederim. çok hoş bir hissiyat verir ezelden beri. hasta olmamaya dikkat etmek önemlidir ama.
Yağmurda ıslanmayı sevmek,
Ne güzel bir şey,
Her damlada yeşeren bir fidan büyür içimde,
Nasıl bir rüzgar esmez olur durur şimdi,
Yağmurda ıslanmayı sevmek,
Sevmektir işte.
Hiç acelesi olmayan insanlara eşlik eden hafif bir Ankara esintisi eşliğinde aceleyle yürüyorum. ilkbahardan eser yok. Güneş Ankara’yı terk etmiş ya da birileri kaçırmış ve şuanda işkence ediyor. Güneşin sevgilisi bulutlar ise bunu haber almış ve ağlamamak için kendini zor tutuyor. Ama bunu uzun süre sürdüremeyince bulutların gözlerinden ağır ağır süzülen yaşlardan bir tanesi tam kafama düşüyor. Bu süzülen bir damla; birazdan gelecek sağanak ağlayışın, hıçkırıkların, karanlığın habercisi. içimde buruk bir hüzün var, bulutları teselli etmek ve edememek arasında kalmış durumdayım. Ben henüz düşüncelerimle meşgul iken bulutların ağlama krizi sağanak halde başladı. Artık kendimi teselli etmem lazım, içimde büyük bir sızı.
Sevilmez mi ya?
insanın içi huzur dolar, rahatlarsın, özgür hissedersin, mutlu olursun.
Yağmur yağdığında sanki kezzap yağıyormuş gibi kaçışan insanları hiç anlamam.