küresel ısınma sebebiyle özlemini haylice çektiğimiz yağmurun yağmasıyla,kalkıştığımız hasret giderme eylemi.
daha romantik bir tanım yapacak olursak;
şiirlerde,şarkılarda,öykülerde,romanlarda hep hüzün çağrıştırır yağmur.kara bulutlardan yeryüzüne dökülen hazin gözyaşları gibidir damlalar.sanki içinizdeki tüm nefreti,hüznü gökyüzü tepenizden aşağı döküyordur,dayanamazsınız.hüznünüzle yüzleşip huzura varmak istersiniz.
elinizde olan şemsiyeyi indirir,bir süre olduğunuz yerde durup başınızı göğe çevirerek hüznünüzü huzura boğarsınız.
çevrenizde kaçışan insanların yanında hareketleriniz ağır çekimmiş gibi gelir.şemsiyeniz elinizde,yavaş yürüyüşünüze başlarsınız kara bulutlar üzerinize ağlarken.
kulaklarınıza yağmurun güzel melodileriyle bir şarkı çalınıverir belki
gidiyorum gözüm yaşlı
ah yine yol yol üstüne
sen sev yağmurları
yağmurlar yağsın üzerime...**
belki sizin de gözlerinizden birkaç yağmur damlası düşer yeryüzüne.hüznünüzün son damlalarını da yağmur damlalarıyla beraber toprağa gömersiniz.
kıyafetleriniz sırılsıklamdır,belki üşütüp hasta olacaksınızdır,çevrenizdeki insanlar belki de size deli gözüyle bakıyordur.olsun.
en azından artık son gözyaşı selinizdeki hüzün kokusu yoktur burnunuzda.algılayabileceğiniz tek koku,hüznü içine çekip sindirmiş olan toprağın mutlu kokusudur...
insana, çimen kokusunu doyasıya içine çekme, bozuk sinirini vücudundan atma fırsatı verendir. zaman zaman yağmurun altında yürünmelidir, şemsiye ya da bereyi evde unutmanın zamanı gelmelidir.
yağmurda yürümeyi seviyorum,
farkedilmiyor,yanaklarımdan süzülen yaşlar.
utanıyorum ağlamaktan.
erkek olduğumdan değil,
daha önce hiç ağlamadığımdan.
yılların göz kenarlarımda ki çalışması,
yön veriyor akan yaşlara,
dudaklarımda son bulunca damlalar,
tuzu kalıyor yadigar.
sevmiyorum bu melankolik halimi,
aşka direncim arttıkca,
hayata direncim azalıyor.
korkuyorum,
yağmur birden duracak,
gözyaşlarım görünecek,
o zaman herkes anlayacak,
aslında oyun oynadığımı,
güçlü olmadığımı.
yağmurda yürümeyi seviyorum,
kendimi ahmak gibi hissediyorum,
ıslandıkca,
arkasına saklanıyorum..
bir de elleri cebe sokup, yavaş yavaş yürümek insana müthiş duygular yaşatır. bir de yanınızda sevgiliniz varsa ve üşüyüp size sarılmışsa, yoktur bundan öte bir zevk kardeşim...
bir çok insanın yapmaktan keyif aldığını söylediği eylemdir. lakin ne zaman yağmur yağsa, ya şemsiyesini açar bunlar ya da koşturu koşturu bir yerlere kaçarlar.
evet, ben de yağmurda yürüyenlerdenim. ama bunun sebebi bana hoş geldiği, romantik geldiği ya da bilmem ne geldiğinden değil. psikopat'lık olabilir belki. eğer yağmurda yürümeyi severim diyorsanız ve yağmur yağdığında şemsiyenizi açarak yağmurda yürüyorsanız, yağmura saygısızlık yapıyorsunuz,
yağmurda ürümek vardır bir de. sırılsıklam aşık bir tanışım vardı, paramparçalanan bir aşktan sonra köpekleşmiş zihni garip sesler çıkarıyordu. daha fazla ıslanmak için yürümüyordu. daha fazla ses çıkarmak için ürümüyordu da. önemli olan yağmurdu. yağmur olan, olabilen herşey önemliydi. "belki geri getirdi, buharlaşan sevgileri..." kim bilir? ben bilmem.
kimi için yüzüne vuran yağmur damlalarının göz yaşlarını gizlediği eylemdir. canını acıtır insanın, ağladıkca ağlayasın gelir ama arındığını hisseder bir parça da olsa rahatlarsın.
insanların kafalarını eğerek yürümesine sebep olan bir eylemdir. bir de hep bir romantizm havası vardır yağmurda yürümenin. nedendir bilinmez çiftler bu havalarda el ele yürüyüş yapma sevdasına düşerler.
özellikle günümüz gençlerinin jöle ve fön çektirme tutkuları bu romantizme bir çeşit gölge düşürmüştür. artık gelenek olan yağmurda yürümek asla değişmemiş ancak şekil değiştirmiştir.
artık yağmurlu havalarda saçları jöleli beylerimiz ve fönlü bayanlarımız ne yardan geçiyorlar ne serden. artık sokaklarda el ele tutuşan çiftlerimizin kafasında migros poşeti görmemiz mümkün.
firmalar bu duruma kayıtsız kalamamışlar elbet. çift kişilik poşet üretiminde yağmurlu havalarda patlama olmuştur.
mutlu bir insan için çok güzel bir andır belki. o hafif toprak kokusunu içine çekerek yürümek böyle, damlaların yere düşme sesini duymak yaşanılasıdır, helede yanınızda sevdiğiniz biri varsa değer biçilemez.
mutsuz biri içinse zordur, bir de yalnızsa. üzerine düşen damlaların her biri mermi olur saplanır...
yağmurda yürümek kendinizi tazelenmiş hissetmeniz için bir ayindir ve böyle kalacaktır.
ona göre yağmur; aramak için bir sebep,araması için bir sebeptir. yağmurda yürümek iki sevgilinin donlarına kadar ıslandıkları en güzel andır. daha da ıslanacağına aldırmadan karşı tarafa sarılmak,ıslak saçların suratına yapışmasıyla oluşan o salak yüze bakmak... işte bu paha biçilmezdir.