çamurda ayakların ıslanır, kıyafetlerin üzerine yapışır, makyajın akar, üşür veya terlersin. göz gözü görmez. saçma sapandır. zaten o yağmurda yanındaki sevgilin mi kim düşünmezsin bile.
Pek bi güzeldir. Yağmurun altında çok zeki olduğunuz için şemsiyesizsinizdir. ikiniz de sırımsıklam olur sıçana dönersiniz. O an bi gözler buluşur. kahkaha patlatılır...
ıslanmak yerine şemsiye altında yürünmesi tercih edilmesi gereken durumdur. sevgilinle beraber şemsiye altında yağmur sesiyle beraber yürümek, bazen konuşmak, bazen sadece yağmuru dinlemek ve hayatın akışını izlemek.ıskanmak şart değil yağmur ve sevgilin olsunda gerisi güzel zaten.
huzurun en iyi yaşanacağı an olmalı sanırım. yağmurun altında ıslana ıslana sevgilinin tutulan ellerinin sıcaklığı da huzura huzur katar. karşındakinin yanaklarını okşamak için elini kaldırırdığında bir el tutup elini kendine çekip avucunun içine bir öpücük kondurur. bir an kafanı kaldırıp mutuluktan parlayan gözlerinin içine bakmaya başlar ve kendini alamazsın. baktıkça bakarsın ve yaklaşırsın, sen yaklaştıkça o da yaklaşır, dudaklar tam değecekken bir şey gelir aklına ve kafanı sağa çevirip karşındakini de kendine çekersin ve sarılırsın. zamanı gelmemiştir daha hazır değil bilirsin. sarıldıktan sonra ellerini tutup karşında ağacın dallarından aşağıya süzülen yağmur tanelerini izlemeye başlarsın birlikte ve saate baktığında o gün için ayrılık vaktinin geldiğini anlar kalkar veda edersin ağır ağır istemsizce, özlemini hala giderememiş bir halde yürümeye başlarsın. ve yanında olmak pahasına ıslanan kıyafetlerine bakarak güler, kafanı kaldırıp hızlı hızlı dolmuşu yakalamak üzere koşmaya başlarsın.