nasıl şehit ailelerinin dramını televizyonlarda göstermeyince bir büyük problem ortadan kalkıyor, hayat günlük güneşlik oluyorsa, aynı yöntemle sele kapılıp ölen insanların ve su basmış meskenlerinde medya da yer almaması sağlanarak bahsi geçen rezilliklerden arınıp, halkın nazarında belediyecilikte avrupa standartlarını yakalayacak olan kurumdur.
tsunaminin oldugu dönemlerde şöyle bir haber izlemiştim haberlerde. (kafiye)
istanbul'un arka sokaklarında biryerde su borusu patlıyor. sadece su borusu. fakat altyapı o kadar hazırlıksız sokaklar o kadar dar ve binalar dipdibe ki yazık garibim üstü bası su icinde kalmıs insanlar panikle bagırıyor:
- anaam yetisin tsunaymi tsunaymi..
izmir ve istanbul başta olmak üzere, tüm şehirlerimizin belediyeleridir. ulan yapamıyorsanız yurt dışından getirin uzmanını bu işin, o kadar paraya yazık harcadığınız.
yağmurda altyapı rezilliğinin birinci nedeni belediyelerin yetersiz çalışmalarıdır. türkiye' deki belediyelerin çoğu temelden sorun çözmek yerine, park ve bahçeler müdürlüğü gibi çalışarak etrafı çiçek böcekle donatmaktadır. ikinci nedeni ise pis insanlarımızdır. dereyi, çayı aklınıza gelebilecek her yeri çöplük zihniyetinde kullanır, moloz döker dökülmesi yasak olan yerlere. bu yüzden buraya çöp döken eşektir diyorum, kanalize işlerini belediyeye devrediyorum efenim.
görünürdeki bölgelere parkı, şelaleyi dayayan ankara büyükşehir belediyesi her yağmur yağdığında patlayan kanalizasyonlara bir el atmamaktadır, bunun yerine durmak yok şelale yapmaya devam politikası izlemektedir, bu politikanın zararları ise bok kokusu ve hastalık artışı olarak halka geri dönmektedir.