inceden inceye yağmaya başlayan hüzünbaz yağmur, kat be kat artan ağlama isteği, yalnızlık.. işte muhteşem üçlü! ağlama isteği ve yalnızlık her daim olan zaman zaman sinir bozan şeyler lakin yağmurla harmanlanınca dayanılmaz oluyor. neden bu hale geldiğinize dair sorular sormaya başlıyorsunuz, hayata dair uydurduğunuz, kurduğunuz hayaller bir anda buharlaşmaya başlıyor, mutlu gibi görünmekten sıkılıyorsunuz. "mış gibi yapmak" tat vermiyor artık, neyseniz o'sunuz işte. ne eksik, ne de fazla..
tabi bunların hepsi yağmur dinene kadar sahne alıyor o beyninde, yağmurdan sonra kırıntıları kalıyor hep. ama görmezlikten gelip kıyıya köşeye süpürmeye çalışıyorsun. sanki tekrar ortaya çıkamazmış gibi!
ha tanım; yağmurun dayanılmaz cazibesine kapılmaktır efendim.