yağmura göre değişir. şimdi ahmak ıslatansa yoluna devam et ıslana ıslana git evine ya da gideceğin yere. Ama bardaktan boşanırcasına yağıyor ise o havada yürümek salaklık olur, donuna kadar ıslanırsın git evine acilen ve üstünü kurut hemen ya da evdeysen hiç çıkma bile dışarı, çıkacaksan da şemsiyeni unutma.
dışarıdaysanız yağmurun akışına bırakıp düşüncelere dalabilir ruhunuzu rahatlatabilirsiniz. veya dedliler gibi ıslanıp koşturabilirsiniz. evdeyseniz yatın aşağıya uyuyun ne yapıyosanız onu yapın evde yağmurun zevki çıkmaz.
camlara vuran yağmur damlalarını güzel bi hatunun yanında aynı anda izlemek ve viski den birer yudum almaktır. sonrası için güzel bi film ve battaniye altı muhabbetleri.
bir fincan çay ile bahçenize yağan yağmuru izlersiniz yada sokakta cadde de deli gibi koşarsınız özgürlüğünüzü hissedersiniz.yada benim gibi pc başında proje kasarsınız.
aslına bakılırsa battaniyeyi çekip uyumaktır ama, her zaman mümkün olmuyor tabi ki.
yol üzerinde sessiz, genelde çevredeki emekli abilerin at yarışı izleyip eski kaşar yiyerek bira içtiği, akşam altı yedi den sonra olayın rakıya cacığa döndüğü bir semt birahanesinde cam kenarı bir masaya oturarak, bi yerlere yetişmeye çalışan insanları izlemek de güzel tercihtir ama. kendini birden unuttuğunu sandığın işleri düşünürken bile buldurabilir insanı ama, daha çok dinlendirir. valla.