uzanan ele pek yağmur damlası düşmediğinden kişi bir an için afallar. oluk oluk yağmur yağarken elimiz hala kup kurudur. devamında mutfaktan bir su bardağı kapılır ve pencerenin önüne koyulur. bardağın dolup taşacağı beklenirken onun da içine bir iki damla ile bir kaç iğde yaprağı düşmüştür. sonunda kişi fütursuzca kafasını uzatır pencereden. avaz avaz bağırır.
arabayla giderken yapılınca bi de insan keyiften süper bi gülücük atar etrafına..bi de yağmur altında yüzünü göğe çevirip,kollarını iki yana açıp dönmek vardır ki işte bir ömre bedel bir harekettir o.
çocukLuğumuzun en eğLenceLi dakikaLarından bir tanesi...kimi zaman büyük oLduğumuzu unutup çocukLuğumuza geri dönerek pencereden eLimizi uzattığımız anLar oLuyor..ayrıca yağmur yağarken başını yukarı kaLdırıp ağzını açanLarda vardır ki bunLar biraz beyinden hasarLıdırLar..
dünyanın her güzelliğinin içinde bende olayım diyen insanın davranış biçimi. son zamanların en trend hastalığı asosyalliğin bir sonucu oladuğunu düşünmekle beraber çocukluktan kalma hatıralar olma ihtimali de yüksek.
içgüdüsel olarak hemen hemen her yağmur yağdıgında yaptığım eylem. yağmur damlalarını ellerimde hissetmek mutlu mu ediyor acaba diye sorgulama gereği duydum şu an kendimi. bir de toprak kokusunu içine çekmek vardır ki, o kesinlikle mutlu eder.