yağmurun içinde olmak ve hiç ıslanmamak, camlara düşen yağmur damlalarının sesi, sonrasında zamanın durması ve düşüncelere dalmak, hayatın ruhani ve huzur dolu an'larından birini yakalamanın getirdiği keyif verici bir hüzün.
yağmurun tıkırtısını dinlemek için en uygun yerdir aslında. bir de en slowundan şarkıyı açtın mı tadından yenmez. daha sonra da dışarda yağan yağmur insanın yüreğine düşmeye başlar. gözlerinden yanaklarına süzülür.
Uzun bir aradan sonra bugün yapma imkanı bulduğum eylem. Arabanın camına tık tık çiseliyordu yağmur bense arabanın içinde sessizce oturuyordum. insanı iyi hissettiren anlardandır.
genelde polisiye filmlerde, adaletten kaçmış bir suçlunun cezasını verip vermemek konusunda ciddi bir kararsızlık yaşayan kişinin, silah yan koltuktayken gerçekleştirdiği aktivite.
otomobile yıldırım düşse bile yük metal gövdenin etrafında dağılacağından içerdekilere bir sey olmaz.
basit bir fizik kuralını bile bilmeyenler gelip ukalalık etse de trafik haricinde güvenle oturabilirsiniz.
(bkz: faraday kafesi)