Pennsylvania State Üniversitesi’nde biyodavranış bilimi profesörlüğü yapan Orfeu Buxton’ın 2012 yılında yaptığı bir araştırma, beynimizin ne kadar kısık olursa olsun, bir anda ortaya çıkan sesleri alarm olarak algıladığını gösterdi.
Pennsylvania eyaletindeki hastanelerde yapılan araştırma, yalnızca 40 desibel gibi çok kısık sesli fısıltıların bile hafif uykuda olan hastaların %90’ını, derin uykuda olanların ise neredeyse yarısını uyandırabildiğini gösterdi. Öte yandan, şehir gürültüsü, trafik, insanların kendi aralarında konuşması gibi süreklilik gösteren sesler 70 desibel gibi yüksek dahi olsalar; hastanelerdeki hastaları uyandırmıyorlardı.
yani beynimiz sürekli sesleri bir tehdit olarak görmezken, aniden ortaya çıkan sesler bizi uyarıyor ve uyandırıyor.
Aynı araştırma gösterdi ki; bir ses hafif hafif yükseliyorsa, çok gürültülü bir seviyeye çıksa bile beynimizi uyarmıyor, bizde tehdit algısı oluşturmuyor.
Yine gerçek hayattan bir örnekle bağlayalım; Dalgalar kıyıya uzakken daha sakin bir sese sahiptirler, kıyıya vuruncaya kadar sesleri yükselir; en yüksek gürültüye de kıyıya vurduklarında sahip olurlar. Ancak dalga sesi, az önce belirttiğimiz süreçlerle -yani yavaş yavaş- yükseldiği için, bizde alarm etkisi yaratmazlar.
Yağmur ve rüzgar sesleri, ses spektrumunda 8-10 KiloHertz aralığını ve civarını kapsarlar. Bu değer civarındaki sesler, insan kulağında diğer sesleri gölgeleyebilecek bir etkiye sahiptir.
Yağmur sesi, spektrumda kapladığı alan sayesinde dışarıdaki tüm sesleri maskeler; trafik gürültüsünü daha az duymaya, komşunun sesini çok açtığı televizyona takılmamaya başlarsınız. Yağmur sesi varken duyduğunuz şey sadece yağmurdur, diğer tüm gürültüler azalır, eh doğal olarak da huzur bulursunuz .