Ruhun bozuk akordunu tamir eden ses. Bu sesi aşağılamak için insanın ruhunun davul ya da zurna olması lazım. Akordu bozulan ruhumuza tamirci yağdıran rabb ne güzel bir rabb. Teşekkürler göklerin kralı.
Yağmurun sesi tek başına bir şey değildir. yağdığı, çarptığı, çiselediği yere göre çıkarır tınısını.
Mesela bir barakayı sarmalayan brandalara, ya da fakir bir semtin ahşap evlerinin plastik sundurmalarına.
Yağmurun sesi garibanlığA hep daha yakındır.
Bir plazaya gelmez mesela sesi, camları tırmalamadıkça. Asfalt ve betona boğduğumuz şehirdelerse katılaşmış çimento ve zifte dokunup kalır sadece; bir su birikintisine yağarmışçasına.
Ama yağmur en çok, tek göz bir evin damından sızıp gelerek bacanın arasından sızıp; şıp şıp diye eski bir yoğurt kabına yağması ile çıkarır sesini.
Acizliğe. Yokluğa. Garibanlığa yağan yağmurun sesi ile; bize yağan yağmurun gürültüsü aynı şey değildir.
Çünkü yağmur sesi, hayatını nasıl yaşadığına göre herkese kendini farklı dinletir.
Yağmurun sesiyle su hanımefendinin sesini birbirine karıştırıyorum. Çok güzel oluyor.
Şu şarkıyı Azra Akın söylüyor sanıp da dinlediğim yıllara gidiyor aklım.
Üç beş yıl öncesine.
Daha bir güzelleşiyor yaşam, kısa süreliğine.
Uzaklaşmaya ihtiyacı olan insanın uzaklaşan her şeyin arkasına takılma isteği?
Selam ben de Hüseyin.
Bir sarkıya tutunmaya çalışıyorum
Edit: kız şarkıyı buraya koymayı unutmuşum ya:d yağmur var istanbul'da, bölünmüş ekranda da şarkı çalıyordu. Ben de entry yaziyordum. Sanki bir an siz de dinliyormussunuz gibi olduysa demek.