yağmur

entry1497 galeri186 video19
    1.
  1. Su...Ya$amın kaynağı,en büyük ihtiyaç,H2O...Bir de yağmur biçimi var ki en çok sevilen tarafıdır(!)

    Canlıların ya$am döngüsünü tamamlayan su,bir çok şekilde kullanılır.Sadece içilmesi bir tarafa,temizlikte ve enerji elde edilmesinde büyük rol oynar.

    4 mevsim çiftçinin dört gözle beklediği,yürürken birden sırılsıklam eden ve akabinde "hep de beni bulur bu tahlisizlikler" dedirten,gök gürlemesiyle yerinden hoplatan,yıldırımıyla yakıp kavuran,beraberindeki fırtınayla denizcileri de diğer tüm insanları;canlıları da mahveden,aniden başlayıp,aniden bitmesiyle sinir yapan,özellikle bahar aylarında ise ne$e kaynağı olan ve doğayı doğa yapan,milyonlarca yıllık oluşumu sonucu nehirler,göller yaratan,yağdığı zamanlarda taksi $oförlerine sevinç ve para kaynağı olup,"Bu havada nerede bulacaksın boş taksiyi" sözünü söylettiren olguya yağmur denir.Çiseleme ve sağanak gibi biçimleri vardır.Her mevsim yağı$lı olan bölgelerde çay-fındık gibi ürünlerin yetişmesi için iyi bir ortam oluşturur.Aynı yerlerde sele yol açabilmektedir.Ayrıca Türkiye'nin hiçbir yerinde altyapı gibi bir kavramın bulunmadığını,ya da %100 yerleşemediğini hatırlatan,"Nerede bu devlet?" sorusunu akıllara getiren yağış biçimi olarak da bilinir.Birçok kişi tarafından "göz yaşı" olarak ki$ile$tirilir.Bir ak$am önce hava durumunda "yağmurlu" şeklini görmediyseniz,yaklaşan kara bulutlardan anlayabilirsiniz.Yaz aylarında yağarsa kısa sürer,ya da genel kanı böyledir.Ev ortamında çatının tamir edilmesi gerektiğini hatırlatır,yurdum insanı tarafından kova yoluyla çözüme gidilir,kısa vadede i$e yarar."$emsiye" objesinin yapılma nedenidir,sürekli popüler olmasını sağlar.Toprağa karışmasıyla çamuru oluşturur.Bacak kadar veletlerin sevinç kaynağı,çe$itli deterjanların reklamlarındaki malzemeyi meydana getirir.Yağmur,bununla birlikte,güne$li havalara tercih edilen güzelliktir,2004 yılının 15 Ağustos günü ü$üyüp,ate$in ba$ında ısınmaya çalışma sebebimdir...
    9 ...
  2. 2.
  3. bülent ortaçgil'in benimle oynar mısın albümünde seslendirdiği hoş parça.bir kısım sözleri de şöyle:
    bugün yağmur bir kadın saçıdır
    yeryüzüne dökülen
    upuzun,ince ince,karanlık kokulu
    sen ki aşkta aldatıldın
    yüreğin taş parçası
    dinle,yağmuru dinle...
    12 ...
  4. 3.
  5. teomanin 2. albumundeki 6. sarki
    sozleri ise;
    dayanmak zormus meger sonu belli oyunlara
    reddetmeye gucun yoksa eger
    oysa ki ozgurlugu secmek, baska vucutlar sevmek, bir sehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek
    var aklimda
    bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
    "gelirsen severim" diyor
    yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, "gelirsen severim" diyor
    her maske bir sey soyler
    nefretler, sevgiler
    birak artik sevmiyorsan eger
    oysa ki ozgurlugu secmek, baska vucutlar sevmek, bir sehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek
    var aklimda
    bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
    "gelirsen severim" diyor
    yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, "gelirsen severim" diyor
    oysa ki ozgurlugu secmek, baska vucutlar sevmek, bir sehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek
    var aklimda
    bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
    "gelirsen severim" diyor
    yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, "gelirsen severim" diyor...
    9 ...
  6. 4.
  7. bir doğa olayı.açılan şemşiyenin doğaya karşı gelmek olduğu unutulmamalıdır :)

    yağmur damlaları yere düşene kadar birbirlerine çarpmazlar.
    3 ...
  8. 5.
  9. izlemesi zevkli bittikten sonra toprağa bıraktığı koku hiç bir şeye benzemeyen olay
    6 ...
  10. 6.
  11. -yağış mevsimi tam olarak bilinmemekle birlikte,yağdığı mevsimin adını alan su damlacıklı yağış türüdür.
    -adı;kışın yağınca karla karışık yağmur,
    -ilkbaharda yağınca bahar yağmuru,
    -yazın yağınca yaz yağmuru,
    -sonbaharda yağınca güz yağmuru olan yağış türüdür.
    -an itibariyle istanbul semalarında görülebilen yağış türüdür.
    -gri gökyüzüyle birlikte gelir yağdığı yerin üzerine.insanlar yağmurun bu gri atmosferinden dolayı melankolik bir ruh hali içerisine girebilirler.
    -yağmur berekettir,toprak için mucizedir.
    -yokluğunda sıkıntı yaratır ve (bkz: yağmur duası)na çıkılır.
    -ardından rengarenk gökkuşağı belir ve bu manzara görülmeye değerdir.
    3 ...
  12. 7.
  13. 8.
  14. 9.
  15. 10.
  16. şu anda odamın camına patır patır vuran su damlacıkları..
    (bkz: bu sabah yagmur var istanbul da)
    3 ...
  17. 11.
  18. güzel bir kız ismi.
    edit: ayrıca erkek ismiymiş.*
    7 ...
  19. 12.
  20. aynı zamanda güzel bir erkek ismi.
    3 ...
  21. 13.
  22. gökhan kırdarın insanın içine işleyen güzel parçası.

    Adım adım geçer zaman, biter günüm
    Ben neredeyim
    Yavaş yavaş batar güneş, hava soğur
    Sen neredesin
    Yağmur, yağmur diner, yağmur, yağmur diner
    Adım Adım geçer zaman, biter günüm
    Ben nerdeyim
    Yavaş yavaş batar güneş, hava soğur
    Sen neredesin
    Yağmur, yağmur diner, yağmur, yağmur diner
    7 ...
  23. 14.
  24. 3 ayda bir çıkan dil ,kültür ,edebiyat dergisi...
    ilgilenenler için;
    http://www.yagmurdergisi.com.tr
    1 ...
  25. 15.
  26. yalın'ın bir parçası.
    sözlerini anlamak gerekir, yoksa hiçbir şey ifade etmez.

    Kışla yaz gibiydik
    Sen kar tanesi ben güneş
    Çözmek zor bu buzları
    Yalvarsam ne fark eder
    Çocukça kavgalar bunlar mazeretler
    Sebebimiz olmuş yabancı gözler

    Kışla yaz gibiydik
    Hep aramızda bir yarış
    Belki sen birinci ya da ben ne fark eder
    Çocukça kavgalar bunlar mazeretler
    Sebebimiz olmuş yabancı gözler

    Bir küçük yağmur damlası kadar
    Değerim yok mu sende
    Güz ayrıldığımız gündür
    Kimbilir kaçı bitmiş
    Gözyaşı yok bende

    *
    *
    7 ...
  27. 16.
  28. 17.
  29. nurullah genc'in bir siiridir yagmur bu uzun siirden iste bir misra

    Var eden'in adıyla insanlığa inen NUR

    Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından

    Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur

    Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından

    Rahmet vadilerinden boşanır ab-i hayat

    En müstesna doğuşa hamiledir kainat.
    5 ...
  30. 18.
  31. nurullah genc siiri.

    yagmur seni bekleyen bir tas da ben olsaydim
    cölde seni özleyen bir kus da ben olsaydim..

    http://epigraf.fisek.com.tr/index.php?num=1045
    3 ...
  32. 19.
  33. soğukla beraber olmadığı zaman en güzel bir hava şartına tekabül eden oluşum
    1 ...
  34. 20.
  35. Küçük, muttarid, muhteriz darbeler
    Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
    Olur dembedem nevha-ger, nağme-saz
    Kafeslerde, camlarda pür ihtizaz
    Küçük, muttarid, muhteriz darbeler.

    Sokaklarda seylabeler ağlaşır
    Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır

    Bulutlar karardıkça zerrata bir
    Ağır, muhtazır dalgalanmak gelir

    Bürür bir soğuk, gölge etrafı hep
    Nümayan olur gündüzün nısf-ı şeb

    Söner şimdi, manzur olurken demin
    Hayulası karşımda bir alemin

    Açılmaz ne bir yüz, ne bir pencere
    Bakıldıkça vahşet çöker yerlere

    Geçer boş sokaktan, hayalet gibi
    Şitaban u puşide-ser bir sabi

    O dem leyl-i yadımda, solgun, tebah
    Sürür bir kadın bir rida-yı siyah

    Saçaklarda kuşlar -hazindir bu pek
    Susarlar, uzaktan ulur bir köpek

    Öter guş-i ruhumda boş bir enin
    Boğuk bir tezad-ı sükun u tanin

    Küçük, pür heves, gevherin katreler
    Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
    Olur muttasıl nevha-ger, nağme-saz
    Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
    Küçük, pür heves, gevherin katreler

    (bkz: tevfik fikret)
    4 ...
  36. 21.
  37. ezberlenesi bir Nurullah Genç şiiri..

    Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur
    Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
    Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
    Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
    Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat
    En müstesna doğuşa hamiledir kainat

    Yıllardır bozu bulanık suları yudumladım
    Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
    Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım

    Hasretin alev alev içime bir an düştü
    Değişti hayel köşküm, gözümde viran düştü
    Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
    Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü

    ihtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin
    Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla
    Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin
    Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla
    Evlerin arasına dikilir yesil bayrak
    Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak

    Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım
    Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı
    Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydim

    Yağmur, gülsenimize sensiz, baldiran düştü
    Düşmanlik içimizde; dostluklar yaban düştü
    Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe
    Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü

    Bir güzide mektuptur, çağlarin ötesinden
    Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına
    Yayılır o en büyük mustu, pazartesinden
    Beyazlik dokunmuştur gecenin siyahina
    Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
    Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin

    Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
    Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide
    Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim

    Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
    Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü
    Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
    En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü

    Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan
    Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar
    Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan
    Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar
    Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri
    Paramparça, ateşler sahinin hayalleri

    Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım
    O mücella çehreni izleseydim ebedi
    Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım

    Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü
    Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü
    Katil sinekler deldi hicabın perdesini
    istiklal boşluğunda arılar nadan düştü
    Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında
    Tablosunu yapardim yıkılan her kulenin
    Ebedi aşka giden esrarlı yollarında
    Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin
    Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü
    On asırlık ocağın savururdum külünü

    Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım
    Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
    Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım

    Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
    Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü
    Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
    Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü

    Badiye yaylasında koklasaydım izini
    Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar
    Seninle yıkasaydım acılar dehlizini
    Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar
    Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya
    Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya

    Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım
    Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu
    Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım

    Haritanın en beyaz noktasına kan düştü
    Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü
    Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi
    Hakların temeline sanki bir volkan düştü

    Firakınla kavrulur çölde kum taneleri
    Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
    Erdemin, bereketin doldurur haneleri
    Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir
    Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
    Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların

    Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
    Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler
    Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım

    Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
    ilkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
    Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer
    Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü

    Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini
    Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir
    Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini
    Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir
    Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından
    Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından

    Madeni arzuların ardında seyre daldım
    Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini
    Senin için görülen bir düş de ben olsaydim

    Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü
    Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü
    Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali
    Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü

    Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
    Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
    Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır
    Sesini duymayanlar girdabında boğulur
    Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin
    Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin

    Saatlerin ardında hep kendimi aradim
    Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
    Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım

    Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
    Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü
    Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül
    Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü

    Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
    Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
    Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
    Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
    Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
    Mekanın fırçasında solmayan resim senin

    Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım
    Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
    Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım

    Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü
    Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü
    iniltiler geliyor doğudan ve batıdan
    Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü

    Islaklığı sanadır ahımın, efgahımın
    içimde hicranınla tutuşuyor nağmeler
    Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın
    Nazarın ok misali karanlıkları deler
    Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin
    Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin

    Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım
    Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar
    Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım

    Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü
    Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü
    Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün
    Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü

    Nefsinle yeniden çizilecek desenler
    Çehreler yepyeni bir degişim geçirecek
    Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
    Anneler çocuklara hep seni içirecek
    Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
    Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin

    Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım

    Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü
    Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü
    Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
    insanlık bahçemize sensizlik hazan düştü

    Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
    Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
    Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım
    Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım
    Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
    Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
    Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
    Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
    Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
    Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
    Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
    Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım!
    22 ...
  38. 22.
  39. düzüşen gökyüzünün suretlerimize boşalmasıdır..
    10 ...
  40. 23.
  41. eğer yaşanılan yer istanbul ise; trafik kazalarına, elektrik, su, doğalgaz, telefon kesintisine sebep olan yağış türü.
    2 ...
  42. 24.
  43. yere damlalar düştükce dinlenesi bir hava olayı.
    ayrıca uzun süre my dying bride'ın etkisinde kalan bir bünyeden ;

    - aşkııım bak, yağmur yağıyor.
    - yağmur değil yavrum o, melekler ağlıyor...
    9 ...
  44. 25.
  45. bir kadın saçıdır,yeryüzüne dökülen...
    (bkz: yekta kopan)
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük