şahsımda 3 gün banyo yapmayınca oluşan ve hayattan bezdiren hadisedir saçların yağlanması. tararsınız sanki jöle sürmüş gibi kafaya yapışır saçlar; taramazsınız çok pis durur insanlar sizi tinerci sanar. kısacası bu durumdan kaçınmak için elden gelen her şey yapılasıdır.
dipnot: yağ oranı saçların uzunluğu ile doğru orantılıdır.
özenti rockerların vazgeçemediği saç türü. rocker olmayı siyah giyinmekten, orasını burasını deldirip piercing takmaktan, mavi siyah ya da rengarenk saç boyatmaktan ibaret sanan bebeler, daha kıçlarını silmeyi bilmediklerinden doğal olarak banyo yapmayı da akıl edememektedirler. ortaya çıkan durum ise 40 kişiyi doyurabilecek büyüklükte bir kazanın içinde yemek pişirmeyi sağlayabilecek miktarda yağ barındıran saçlardır. **
yakında moda olması muhtemel olan saç tipidir. belediye başkanlarının "abi su yok halk isyan ediyor ne yapalım?" şeklindeki sorularına maruz kalacak olan devlet büyüklerimizin, bilinçli halkımızın kendilerine dua etmelerini sağlayacak muhteşem bir çözüm fikri olmaya adaydır.
hatta şampuan reklamlarında "yağlanmak fevkalade güzeldir"
"yıkamayın yağlayın, yağlatın, bırakın yağlı kalsın"
"yağlanmak sevaptır tanrı böyle istiyor, tanrının verdiği yağı kul yıkayamaz"
şeklinde sloganlarla karşılaşabiliriz.
defrize yaptıran insanların saçlarının görüntüsüne benzetilir bazen. ama yağlı saç iğrenç kokar 2 metre uzaktan kokusu gelir. yastık falan kokar o derece..
günler öncesinden hesap yapmaya zorlayan saç türü. "ulan şimdi ben çarşamba günü dışarı çıkıcam, bugün yıkasam, yarın normal haline döner, çarşamba yine yağlanır. en iyisi yarın yıkayayım" diye düşündürür saatlerce. çünkü bu saç öyle bir saçtır ki yıkandıktan yaklaşık yarım saat - 1 saat sonra inanılmaz iğrenç bir hal alır, şekle girmez. normal haline dönmesi için 1 gün beklemek lazımdır.
kafaya margarin sürmüş izlenimi vermektir, hani iki yumurta kırıp, vanilya da ekleyip güneşe bıraktın mı doğal kek oluşumuna şahit olabileceğiniz insanlar vardır ya o sınıfa girerler...