cep telefonu ve bilgisayarda oyun oynamaktan gözleri kızarmış,
katkı madeleriyle şişmiş, yağ ve balı dev alışveriş merkezlerinden satın alan hiperaktif çocuklar için anlaşılması güç tekerleme.
"Hepimiz oynadık ve belki bu devrin çocukları da oynuyorlardır. Ne? Yağ satarım bal satarım, ustam öldü ben satarım. Çok masum gibi görünen bu oyunun aslında gelecek kuşaklara çok tehlikeli makyavelist miraslar bırakan ve kapitalizmin özellikle pompaladığı acımasız kodlar içeren bir beyin yıkama yöntemi olmadığını kim söyleyebilir? Yağ ve bal satan çırak, ustası ölünce malları hemen kendisi satmaya başlıyor. Ne bir üzüntü, ne duygu ne de taziye mesajı. Çırağın tek derdi rahmetli ustasının malına konmak ve onları satarak kendi gemisini kurtarmak." can barslan nın dediği gibi cocuklarımıza yağ satarımın taziye mesajlı versiyonlarını öğrenmek gerektiği kanısındayım.