"Hepimiz oynadık ve belki bu devrin çocukları da oynuyorlardır. Ne? Yağ satarım bal satarım, ustam öldü ben satarım. Çok masum gibi görünen bu oyunun aslında gelecek kuşaklara çok tehlikeli makyavelist miraslar bırakan ve kapitalizmin özellikle pompaladığı acımasız kodlar içeren bir beyin yıkama yöntemi olmadığını kim söyleyebilir? Yağ ve bal satan çırak, ustası ölünce malları hemen kendisi satmaya başlıyor. Ne bir üzüntü, ne duygu ne de taziye mesajı. Çırağın tek derdi rahmetli ustasının malına konmak ve onları satarak kendi gemisini kurtarmak." can barslan nın dediği gibi cocuklarımıza yağ satarımın taziye mesajlı versiyonlarını öğrenmek gerektiği kanısındayım.
cep telefonu ve bilgisayarda oyun oynamaktan gözleri kızarmış,
katkı madeleriyle şişmiş, yağ ve balı dev alışveriş merkezlerinden satın alan hiperaktif çocuklar için anlaşılması güç tekerleme.
Ustası ölen bir çırağın ustasına saygısını anlatan oyun şarkısıdır. Mesleğin devam ediyor usta! Gözün arkada kalmasın. Rahat uyu anlamında söylenen sözlerdir. Çok duygulandım şimdi.
Her jenerasyonun bildiği ve oynadığı klasik mendil oyunu.
70 yaşındaki de oynamıştır, beş yaşındaki de halâ oynamaktadır.
Bir de kutu kutu pense hadisesi vardır, o da ilginçtir bak!
Sözlükte bugün hunharca sözü edilen " bal" mevzusunun sebebi ne ola ki?
Bal da bal... Hayırdır inş!
5 yaşında bunu oynarken yanımdaki kızın altına işemesiyle birlikte bende travma yaratmış melodi. ne zaman duysam tüylerim diken diken olur, çişim gelir.