Ülker Gökberk, Bilge Karasu Aramızdaisimli kitapta yer alan ve "Uzun Sürmüş Bir Günün AkşamıÜzerine" adını taşıyan yazısında şu ifadelere yer verir: "Troya'da Ölüm Vardı'dan Narla incire Gazel'e dek uzanan bu metinleri bir bütün olarak ele almak, biçim izlek biçem özelliklerinin geçtiği yolları izleyerek Karasu'nun anlatı evreninin temellerine inmek, Türk yazın eleştirisini bekleyen çetin ve büyük bir ödev." (s. 126)
2007 sonunda, Ülker Gökberk'in işaret ettiği zorlu ödevi yerine getirmeye soyunan bir kitap yayımlandı. Bu zorlu görevi daha önce Cogito ve Sanat Dünyamız dergilerinin editörlüğünü de yapan yazar ve çevirmen Cem ileri üstlenmiş. Kitabının alt başlığı "Bir Bilge Karasu Okuması" Bu alt başlıktan da çıkarabileceğimiz gibi, Cem ileri, Bilge Karasu'ya dair kişisel bir okuma yapmış. Bu zorlu okumayı yaparken de Gökberk'in belirttiği çizgide hareket ederek Karasu'nun metinlerini "bir bütün olarak" ele almayı tercih etmiş. Cem ileri bu durumu kitabının ilk cümlelerinde şöyle ifade ediyor: "Her şeyin başında sonunda ortasında "her şeyin başında sonunda ortasında yer alan imge" var. Bilge Karasu'nun yapıtı, yaşamı, bu imge, imge düşüncesi çevresinde oluşuyor, genişliyor, zamanlara ve mekânlara yayılıyor."
Cem ileri, yukarıdaki alıntı cümlesinden de çıkarılabileceği gibi, kitabında Bilge Karasu'ya yakın bir üslûbu kullanmayı tercih etmiş. Sözcükler, zaman zaman bir mırıldanmayı andırır şekilde dizilirken, Karasu'nun kitaplarına, diğer kitaplara ve yazarlara yapılan göndermeler özellikle gözümüze sokulmuyor adeta gizleniyor. Bu durum, Cem ileri'nin kitabının okunmasını da en az Bilge Karasu okuması kadar zorlu bir hale getiriyor.
Kısacası Yazının da Yırtılıverdiği Yer'i, Bilge Karasu'yu okuma sürecini kolaylaştırıcı bir kitap olarak algılamak son derece yanlış olur. Tam tersine Bilge Karasu'nun kitaplarını okumuş olanlara yeni bir pencere açmaya dönük bir kitap olarak değerlendirmekte yarar var.
Cem ileri, kitabının biçimsel özelliklerine baktığımızda da ciddi bir titizlikle karşılaşıyoruz. Kitapta, birbirini kesen labirentlerden oluşan on beş bölüm yer alıyor. Her bir bölümde Karasu'nun bir kitabı kendisini daha fazla hissettirmekle beraber, bölümler kitaplara göre ayrılmamış. Tüm bölümlerde, Yeni Roman akımına, Cortazar'a Beckett'e açık-gizli göndermeler var. Bu on beş bölümün ardından, kitabın kaynakçası, Bilge Karasu kaynakçası ve dizin yer alıyor.
Yazının da Yırtılıverdiği Yer'in bir diğer önemli özelliği de arka kapakta da belirtildiği gibi, Bilge Karasu'nun Yapıtını bir bütün olarak ele alan ilk kapsamlı inceleme olması.
cem ileri'nin metis'ten çıkmış kitabı. bir bilge karasu okuması alt başlığını taşıyor. Bilge Karasu'nun yapıtını bir bütün olarak ele alan ilk kapsamlı inceleme. Yapıtın ürettiği anlamlardan çok anlam üretme stratejilerini açığa çıkarmayı amaçlıyor. Bu yüzden de bir eleştiriden çok bir okuma denemesi olarak, yazının yazılmasından önceki süreçten başlayıp, yazma anına, henüz hiç kimse tarafından okunmamış yazıya bakmaya, bu okuma-öncesi yazının verileriyle adım adım ilerleyerek, tüm yapıtı baştan sona kat etmeye çalışıyor.