pek de önemsemediğim durum. zira yaz dediğiniz; genç, güçlü, varlıklı, sosyal ve güzel yahut yakışıklı olan için yazdır. evrimin, varlığını kabul etmediği organizmalar için yok hükmündedir.
insanı hüzne boğar. ayrıca bir sonraki yaz için hazırlık girişimlerine başlatır. yazı sevenler için sonbahar ve kış, can sıkıcı bir aradan ibarettir. bilir ki ara bittiğinde yeniden o sevdiği yaz mevsimine kavuşacaktır.
popüler olduğu yıl temmuz gelmeden çalınmaya başladı. ne zaman duysam "ne geçti lan, daha ohooo" diyordum. yazın ortası geldi lan gidin işiniz gücünüz mü yok diyordum. sonra yaz bitti, elde avuçta bi bok yok, yazlıktan dönmeden önceki akşam bu çalıyor.. nasıl küfür ettim anlatamam.
bu anlattığım çeyrek asır öncesi. şimdi ise ne başladığını ne bittiğini anlamıyoruz. anca iş güç. havaların ısınmasından anlaşılır diyeceksiniz, alakası yok, ona bakarsan eylül de sıcak geçiyor, bazı bahar ayları da.
özetle, hayatı yaşayıp gökyüzüne bakacak, şöyle bir durup düşünecek zamanı olana hüzün veren; çalışma hayatına gömülmüşler için hiçbir anlam ifade etmeyen, hangi hissin daha kötü olduğunu okuyucuların fikrine bıraktığım olaydır.