Sait Faik, bir hikâyesinde "...yazmayacaktım.Yazmak, bir hırstan başka ne idi." der ama hikâyenin ilerleyen bölümlerinde bu tavır değişir zira bir haksızlığa tanık olmuştur.Bu tanıklık içinde kaldığı sürece acı verecektir.Ve dayanamaz; bir süre sonra kaleme, kâğıda koşar:"Yazmasam deli olacaktım der".Yazmak zorunda olmanın verdiği duyguyla bu sözleri dile getirir yazmasam deli olacaktım
koluna seffaf sarı lastiği dolamak gibi yaktığı için yazmak kimi zaman, bırakmaya çalışmaktır. lakin doğurulan kelimeler, büyütülen anlamlar bırakmaz peşini. tutar eteklerinden. öper kutsanmış gibi. bırakamaz koşar sarılır kağıda yazar.
sait faik in neden yazmama kararı aldığı muammadır. lakin bu hikayede olay özetle şudur. copy paste yapmıyorum aklımda kaldığınca anlatıyorum.
sait faik her zamanki gibi sahildeki kahveye gider oturur. az sonra kıyıya tekne ile balıkçılar yanaşır. ve hamallar koşar yardım için. içlerinden bir tanesi çalışır ,çalışır . balıklar gemiden boşaltılır. herkese balıklardan pay verilir lakin hamallardan bir tanesine verilmez.
kahveden adamın biri bağırır - ya niye vermiyorsunuz şu garibe de bir balık. o da çalıştı. o da yardım etti.
gemideki bir adam - biz mi dedik çalış diye. çalışmasaydı. gitsin başka yerden alsın.
kahvedeki adam- niye öyle diyorsun. altı üstü bir balık. herkese fazlasıyla verdiniz. ne olacak ona da verseniz.
gemici- git işine hemşerim vermiyorum işte vermiyorum . sanane der.
hamal - boşver hemşerim boşver. vermesinler. ne yapalım. sende sağol boşver benim yüzümden tartışma onlarla der ve boynu bükük gider.