sözlük yazarlarımızı günlerdir birbirine düşüren ve bu uğurda pek çok kişiye ayar(!) verilmesine sebep olan sorun. "yazmak için mi yazıyoruz, yoksa okunmak için mi yazıyoruz, yoksa her ikisi de mi" sorusunu gündeme getirmektedir.
(bkz: ben okunmak için yazıyorum arkadaş).
(bkz: yersen).
ilgi çekmek ve beğenilmek için yazıyoruz kimimiz eksilenerek kimimiz artılanarak ego tatmin edip eğleniyor diye cevaplanan; çok bir felsefik amanın dünyanın en derin sorgulaması bu olsa gerek dediğim soru.
yazmak için yazmakla yazmak için yazmak arasında fark var diyeceğim ve kimse bi bok anlamayacağı için (istisnalar hariç) açıklamak zorunda kalacağım sorunun cevabıdır. yazmak için, herşeye bi muhalefet olayaım, herşeyi ben bilirim ota boka entry gireyim için yazanlar kurura bakmasınlar ama siktirsinler. ama yemişim eksisini artısını böyle düşünüyorum diye yazdıklarımız yazmak için yazmak oluyor ve bunlar da zaten ister beğenilsin ister beğenilmesin okunuyor (çoğunluğu).
bu soruyu soruyorsan sözlük yazarlığını falan geçeceksin önce. ne yazarlar var kalemlerinden şüphe etmeye başladıklarında, yazıları reddedildiğinde intihar etmiş. demek ki neymiş? yazmak bir tutkudur ve yazmak yazmak içindir. yeterince iyi yazıyorsan ve bundan zevk alıyorsan zaten okunursun. öptüm.
amaç fikir paylaşmak olduğundan okunmak için yazmak daha ağır basmakla beraber bazen de can sıkıntısından sadece yazmak için yazmak şeklinde oranlanan durumdur. sayıya vurursak 8/10 oranında okunmak için yazmak 2/10 da yazmak için yazmak.
bazen sadece deşarj olabilmek için yazmaktır.
kimseyle konuşmak istemezsin, açarsın bi defter yada word sayfasını bütün içini kusarsın.
illa sözlüğe yazmasın hissettiklerini.
sözlüğe bile boşaltamazsın içini ama deftere yazdığında (en azından bana) farklı gelir. hele belli bir zaman sonra okursan yazdıklarını tadından yenmez. şu çocuğa bak dersin, ne kadar toy saf, şimdi olsa şöyle yapardım böyle yapardım gibi cümleler kurarsın. hoş olur.