mevsim sonbahara doğru yaklaştıkça, kısa kollular bir nebze daha idare eder bünyeyi. önce akşamları soğuk olur mevsimlik denilen kıyafetler giyilir akşamları. derken sabahlar da buz kesmeye, öğlen belirli belirsiz açan güneşle hissettirir kendini.
bir süre sonra artık kara kış kendisini göstermeye başlamışken evde de tatlı bir telaş yaşanmaktadır. yaz sıcağında giydiğiniz kısa kollu t-shirt'ler, şortlar, kapriler annenizin özenle kat yapmasıyla dolmaya başlar hurçlara. bu sırada yazlıklar hakkında da kritikler yapılır, bir yandan dedikodu kazanı kaynarken, diğer yandan da eller işlemeye devam eder.
kışlıklar seçilmeye başlanır, kışlıklar çıktıkça sanki o kıyafetinizi ilk defa görüyormuşsunuz gibi yüzünüzde bir tebessüm oluşur. "mevsim değişti yeni kıyafetler, farklı bir tarz..." en çok sevdiğiniz kazağınıza bakarsınız uzun uzun. onunla olan anılarınız canlanır gözünüzde, sevdiceğinizin ördüğü atkıyı dolanırsınız boynunuza bir yandan aynanın karşısında kendinize bakarsınız, yine tebessümle.
erkekler için fazla bir zaman almayan ama bayanlar için günler süren hummalı bir çalışmadır. 3-4 gün süren düzenlemelerin sonucunda "kışın giyecek birşeyinin olmadığı" kararı alınarak alışverişe çıkılır. sonuç ise kendileri için başarı, eşleri için de sonun başlangıcıdır.
geçtiğimiz cumartesi yaptığım hatta pazarımı da kapsayan iş. bir de benim hiç kıyafeim yok derim. klasik bayan sözlerinin boş olduğunu anladığım andır. zevklidir ama her kıyafet bir anı taşır çünkü. . .
bir yandan renkli renkli elbiselerimi giyememenin üzüntüsünü yaşarken bir yandan renkli renkli taytlarımı giyecek olmamın mutluluğunu yaşamamla birlikte karmakarışık bir duygudur.. ayrıca bir o kadarda yorucu bir eylemdir.. yes bee.
Bir takım hatun kişiler için, tarhanadır, reçelidir, turşusudur, buzluğa atılan barbunyadır, bezelyedir, efenime söyleyeyim biber közüdür, cırtıdır pırtıdır.
Anlatır da anlatır...
Bazıları içinse,
- Kış hazırlığı yaptın mı?
- Hımm yaptım. Yazlıkları kaldırdım, kışlıkları çıkardım.