aylar sonra yazlığımıza gidip de her tarafın tozlu olduğunu görüp de vah vah demedik.
annem daha üstünü değiştirmeden temizlik yapmaya koyulmadı.
babam direk bahçeye gidip kurumuş çiçeklerin durumuna bakıp söylene söylene budama yapmadı.
küçük kardeşim şortunu giyip denize koşturmadı.
pencereden denizi gören bir odam olmadı hiç.
akşamları yazlığımızın balkonunda komşularımızla oturup bir yetmişlik eşliğinde güzel muhabbetler etmedik.
'yazlıktan arkadaşlarım' da olmadı hiç bak en kötüsü o.
halbuki olsa negzel olurdu lan çok severim ben yazlıktan arkadaş. kız erkek şort giyerler, altına parmaklı terlik, tenleri kavruk , tatlı sohpetli, olmayan canım arkadaşlarım benim. olsalardı kesin biri çok iyi gitar çalardı.
onlarla akşam serinliğinde sahilde yürüyüp çekirdek de yemedik hiç mesela.
deniz kenarına oturup yıldızları saymadık.
kumlu mayolarımızla eve girerken kızmadı hiç annem.
saatlerce yüzdükten sonra yorgunluktan balkonda uyuyakalmadık.
olsaydı bir yazlığımız beyaz olurdu kesin.
balkon demirleri mavi, pencerenin önünde renkli çiçekler,
her gün deniz kokusu alırdık,
belki o zaman bu kadar mutsuz olmazdık.
biraz parası bok i$idir. bilmem kaç milyar aidat, bahçe bakımı, site güvenliği, belediye sahil yapıyor, havuz trampleni yapılacak aaa alın götünüze sokun. sattık rahat ettik mk.