her şey gibi argo sözcükler olarak nitelendirdiğimiz küfürler de yerli yerinde ve usulüne uygun olarak kullanıldığı sürece güzeldirler. hatta denebilir ki, küfür için bu daha da önemlidir. aksi takdirde, diğer insanların nezdinde, eden kişinin değerini düşürmekten başka bir işe yaramazlar.
bir dilin ve o dili kullanan insanların günlük yaşamlarında, belki de en vazgeçilmez unsurlardan biri olan küfürler de; diğer sözcükler gibi kullanıldığı dilin kurallarına uygun olarak yazılmak zorundadırlar.
edebiyatımızda bunun en güzel örneklerini verenlerden biri de; neyzen tevfik dir.
işte! bir örnek, milletvekillerine ithafen yazılmıştır;
" Kime sordumsa seni, dogru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyus dediler.
Künyeni almak için partine ettim telefon;
Bizdeki kayda göre, o şimdi mebus dediler."
" Kalmadı gizli kapaklı deliği memleketin,
Çok şükür kızlarımız hep anadan doğmaca dul,
Tutarım ben dilimi, kimseye sövmem amma,
sen, karşısında susmağa bir tek yüz bul!
Fırka, parti diye halkın boğazından kısarak,
Milletin on senedir olmuş idi mengenesi.
Kazdığı cah-i belaya, yine kendi düştü,
Örsünü, kıskacını siktiğimin Çingenesi. "