Soğukta donmayı, sıcaktan bunalmaya;
Yağmurda yürümeyi, güneşte yürümeye; yüzümü atkıyla sarıp her yere eldivenle çıkmayı, ince giyinmek zorunda kalmaya;
Soğuktan tir tir titremeyi, su gibi olmaya;
Gök gürültüsünden, yağmurdan dışarı çıkamamayı, aşırı sıcaktan evden çıkamamaya;
Sobanın yanında ders çalışmayı klimanın altında yatmaya tercih ederim.
Elbet her mevsim ayrı güzeldir ama kış benim için ayrı bir güzel.
Adana'da güneşe mermi sıkan bendim. Turist olarak gezmeye gitmiştim ama haberlerde Adana'lı olarak verildi, ses etmedim. Zaten Güneşle mevzumuz sıkıntı, bir de medyayla mı uğraşacaz. Üyelik kartını nerden alıyoruz ?
Sahil kasabasında, yazlıkta veya erzurum'da yaşamıyorsanız üye olmanız gereken dernek.
Sabah giydiğiniz gömlek öğlen beş gündür giyiyormuşsunuz gibi hal alıyor, müşterilere ayıp oluyor.
denize aşığımdır. yaz rüzgarı, yazı güzel yapan o kokusunu çoğu şeye değişmem mesela. ama yok yani o güneş istanbul'da falan çekilmiyor. güneş ayrı, asfalttan sanki ayrı bir sıcaklık geliyor. kıyafetler yapışıyor, gölgelik bir alan bulursan 1 saat orada dikilesin geliyor. çekilmiyor fenalık geldi şu anda bile.
nefret değilde hani o sıcakta yani hava +30-35 derece iken, o anda deniz kenarında şezlongumda değilsem, ayağımda parmak arası terlik, kıçımda ise alevli şortum yoksa şayet bana saçma geliyo be kardeşim.
yaz beni. *
ulan ciddi ciddi nefret ediyorum yaz aylarından. bütün gün sokakta top oynayan, yetmezmiş gibi "aneeeeeeeaaağğğğğğ" diye bağıran çocuklar, müziğin sesini sonuna kadar açıp kafa siken şahinciler, sıcak, ter, yangın tehlikesi, tatil derdi, spor yaparken sıcaktan performans kaybı off ya, daha gelmeden stresi sardı beni.
ne vardı yani mevsim olarak sadece sonbahar olsaydı şöyle serin bir hava, arada bir kaç yağmur damlası, çekseydik kapşonlu montumuzu haşofmanlarımızı, yağmur damlaları altında koşsaydık. *
dahil olduğum gruptur. aslında yazı severim de insanlarını sevmem. yaz gelince tatil fotoğrafı paylaşan tipler. giden var gidemeyen var düşünmez popülerite manyağı deyyuslar.