Telefonu açıp ağzıma geleni söylemek istiyorum gecenin bir yarısı olmuş olsun fark etmez hala inanamıyorum inanmak istemiyorum. Ve sanırım her defasında kaybeden olucam. Bir ara alışmıştım oysa ki kaybetmeyi neden böyle oldu ki şimdi?
eve yakın bir mevkide kilometrelerce uzunlukta bir kumsal olsaydı ve ben çıkıp kumların üzerine yüzü koyun düşene kadar tüm gücümle koşsaydım. hiç bitmeseydi, ay ışığı yol gösterseydi. öylece koşsaydım. hiçbir şey düşünmeden, her şeyi unutarak. gölgemi bile görmeseydim. bir hayal kurmadan yalın ayak. sadece kendimi yormak ve zihnimi boşaltmak için koşssaydım. ayaklarım kumlara battığında hırsla daha ileri atılsaydım. kan ter ve yosun koksaydı ellerim. koşarken deniz kabuğunu yerden kapıp kulağıma dayasaydım. daha da hızlansaydım. daha da öfkeli koşsaydım. denize doğru avazım çıktığı kadar bağırsaydım. kurtlar ulusaydı. ama ben yine ölesiye koşsaydım. yalnız. susuz. aşsız. öksürerek. zihnimdeki ve içimdeki her şeyi kumlara gömüp eve dönseydim. ne mükemmel olurdu. bi kumsal bulup ay ışığında koşmam lazım. en kısa zamanda. başka hiçbir şey lazım değil.
Hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Bağırıp çağırmak istiyorum. Içimden geçenleri haykırmak istiyorum. Şimdiye kadar ben istemesem bile akan gözyaşlarım şimdi içime içime akıyor sanki..