kendimle yaptığım muhasebe sonucu biraz yorgun ama geçmişte yaşadığım her şeyi daha iyi kavrar durumdayım. bir zamanlar kendimi en çok güvende hissettiğim adamın yanındayken hiçbir kötülük gelip beni bulamaz, bulsa da o halleder, o beni korur gibi gelirdi. oysaki kötülüğün ta kendisi başlı başına o imiş. onlarca kez gecenin bir yarısı uyanıp onu ne çok sevdiğimi düşünürken o kimbilir kiminle keyif yapıyordu? belki de bana söylediği onlarca yalana kendi bile inanıyordu, yalanları gerçek gibi yaşıyordu. kimbilir? herşeyi güzelleştiren duygu olan aşkı, sonunda nefrete dönüştürmeyi başaran, yüreğime dikenleri batıran o oldu. ona karşı iyi niyet ve dürüstlük göstermiş olmak benim hatam. aynı şekilde onun hatalarını görmezden gelmek,kırılan kalbimi defalarca onarıp ona kapılarımı açmak da benim hatam. hatta bir enayi gibi her türlü fedakarlığı yapıp emeğime zerre kadar değer vermediğini geç görmek de benim hatam...ona beni yaralama lüksünü vermek de benim hatam. kendimce çok kayıp verip çok hasar aldıktan sonra sevmekten vazgeçtim...ben adam diyebildiklerimizle adam diye bildiklerimiz arasındaki farkı, gözyaşı dolu, zorlu, çetin bir dönem geçirdikten sonra anladım. yıllarca o mutluyken mutlu, mutsuzken mutsuz olmamın kendime, kendi hayatıma yaptığım haksızlık olduğunu da geç anladım. çünkü onun en mutlu olduğu anlar, beni umursamadığı ve benim kendi yağımla kendimin kavrulduğum en mutsuz anlarımdı.
bu dünyada hala iyi ve dürüst insanlar var, bu dünyada hala çıkar peşinde koşmayan, erdemli insanlar var ama hala insan kullanmayı seven, yalanı marifet bilen, sahte gülücüklerle, bir hedefe kilitlenmiş yapmacık iltifatları diline dolamış aslında nankör ve kötü insanlar da var. başkalarını bilmem ama bana bu dünyanın en kötü, en nankör insanı kimdir deseniz tereddüt etmeden "o" derim...
Değersiz ve önemsiz hissediyorum kendimi. Resmen görünmez adam gibiyim akla bile gelmiyorum o derece bak. Ben beklemişmiyim üzülmüşmüyüm akla bile gelmemişim ya insan bu kadar mı umursanmaz.