Geçmişte anemik bünyeden kaynaklanan yorgunluk mu yoksa üşengengeçlik mi bilinmez, çoraplarımı topuğa kadar giyip, çekme gücü hissetmediğim günlerim olmuştur.
Öyle patisi yaralı kedi gibi dolandığım günler.
hasta yatarken ve evde kimse yok iken yataktan kalkıp 8 adımda ulaşabilen mutfağa gidip su içemeyecek seviyelerdedir. yaklaşık 2 saat sonra eve gelen ahali ağzı yüzü kurumuş vaziyette "meeehhhh suuğğğğğğ" diye çöle düşmüş ibrahim tatlıses gibi inleyerek yatan adamı görürler sürahi ile suyu yetiştirirler.
gidip ekmek almaya üşendiğim için, ısıttığım çorbanın içine rafta duran paket balık kırakerlerden atmış bir güzel de yemiştim. varın siz düşünün seviyeyi.
Kuşkusuz eve gitmeye üşendiğim için eskort hanımların evinde kalacağımdan kardeşime taksi çağırtıp evden olduğum konuma sonraki gün için kıyafet göndertmek, yani getirtmek. Hmm hangisi acaba...