Uyanmak, uyanmaya bile üşeniyorum şuanda. Öyleki kafam, omzum duvarda, dirseğim bacağımdan destek alırken tek gözle tek elle yazıyorum şuanda. Yataktan kalkamayacak kadar yorgunum.
işe gitmek. Aslında bugün için çok kararlıydım gidecektim. Yine olmadı. Geçen haftadan beri işe gitmiyorum. Çok enteresandır ki onlar da beni kovmuyorlar. allah sonumuzu hayretsin. patronumla ilişki durumumuz: karmaşık.
böyle geçersiniz televizyonun karşısına büyük bir mutluluk içinde elinizi sağa atarsın sonra sola baktınız yok kalkıp ararsınız değil mi kumandayı işte ben aramam üşengeçlikten hangi program açıksa izlerim.
marketten almaya üşenmiyorum elbette ama ampulu takmak için salondaki masanın üstünü boşaltmam lazım. üzeri kitap, kupa, Toto oyuncakları, minyatür porselenlerle dolu. hadi bunları bi kahramanlık yapıp indirdim masadan, onu mutfağa sokmak çok zor. antrenin kapısını yerinden çıkarmam lazım. kapıyı yerinden çıkarmak kolay da geri takmak zor. 1 ampul için bu kadar uğraşmaya değer mi?
hele ki bu sıcaklarda; kumanda tusuna basmaya, kalkıp limonata yapmaya, dolaptan dondurma almaya, telefonla konusmaya, uyumaya, balkonda sigara içmeye, pes oynamaya, klimayı ayarlamaya hatta evden cıkmaya bile üşenebilirler.
eve çok yorgun geldiğimde kıyafetlerimi çıkarmak. bırakıyorum yatağa kendimi ve aradan biraz zaman geçince kalkıp çıkarması işkenceye dönüşüyor. gelip biri çıkarsa gıkımı çıkarmam o derece.