ilkönce yalnış bir sınıfa girmek bu sınıfta amerikan bir hocadan ingilizce kelimeler duyup şoka girmek, sonra yalnış sınıf olduğunu anlayıp hoca arkasını döndüğünde sınıftan kaçmak. doğru sınıfı bulup girmek orada da bir yabancı hocayla karşılaşmak. fakat altına edecek kadar sıkışmak,bu sıkışmanın etkisiyle okulun yanında henüz farkedilememiş ilkokulun zil sesiyle ayaklanıp çişe koşmak. oturanların suratına aval aval bakıp oturmak. hoca çıkın deyince de işi garantiye alıp çıkmamak. sonra iyice eliyle çıkın işareti yapınca wc ye koşmak. böyle...
En Arka tarafta sinifi siklemeyen, zeki bir okadar da cool takilan, hocaya,cevap verirken kalin ve dolgun bir ses tonuyla kizlarin arkasina bakmasina sebep olan cocuklardandim. Sonradan coolluk falan kalmiyor tabi. O yuzden cok kasmayin siz.
ilk derste bütün sinif ayaga kalkmisti. sonradan ogrendik ki bunlara gerek yokmus hala hatirladikca gulerim. ilk derse girdigimde bilgisayar dersiydi kimseyi tanimiyordum ve sağ tarafimda suratsiz bir kiz sol tarafimda da 26 yaşında bir adam oturuyordu. Öğrenci sandalyesinde oturmasina rağmen yanimdaki adami birazdan kalkip ders anlatacak saniyordum. Meger o da ogrenciymis. Sonra derse kir sacli kisa boylu gozluklu bir adam girdi. Kendini tanitma okulu tanitma fasli gectikten sonra sinif listesinden hasan hasmayan, gulderen gulmederen, ayse aymese, pelin pelmeyin şeklinde yoklama almaya başlamıştı. Güzel günlerdi.
asla unutulmayacak anılardır. unutmadım...unutamam..neyse sadede gelelim.
sınıfımız çok kalabalık olduğu için ( 2. sınıfların yarısından çoğu bu dersten kaldığı için bizim sınıf 150 kişi olmuştu) sınıfı bölmüşlerdi. biz birinci sınıflardan da 7-8 kişi alıp bu kalan 2. sınıflarla toplaştırıp bir sınıf oluşturmuşlardı.bu hafta ders yok haftaya başlayacak dersler deyip de göndermişlerdi bizi. devlet yurdunda kalıyordum, derse geç kalırım korkusuyla (ders 09.30 da) dolmuşa bineyim dedim. dolmuşlar da tam kyk nın önünden kalkıyor. bindim, okul içi -hey gidi o zamanlar- 50 kr. verdim kaptana "sosyal bilimlerde ineceğim" dedim, amca da tamam, dedi. ben taktım kulaklığı,sanıyorum adam geçecek oradan. ulan ben dinledikçe dinliyorum şarkı. bir değil iki değil, bir sürü oldu şarkılar. sonra bir baktım herkes indi dolmuştan, amca bana baktı, son durak, dedi. ben şok oldum tabi! "e kaptan sosyal bilimler dediydim ama", deyince adamın gözler büyüdü "yavrum sen niye daha önce demedin ki bana indireydim, şimdi biz küçük sanayi'ye geldik, bu küçük sanayi arabası sosyal bilimlerden geçmez.sen görükle arabasına binseydin ya", dedi. ulan ben hazırlığı terminalin orada okumuşum, görükle-neyin nerden bileyim o zaman. kampüsten haberim yok. hem küçük sanayi neresi yav, derken amca acıdı halime. dur ben seni yetiştireceğim bak şimdi dedi. saatte dokuz buçuk ama. yola girdi amca, ama talihe bak trafik tıkandı, "dur ben ataevlerden dolaşayım şimdi bak yetişirsin", dedi. ben okula gittiğimde saat 10.30'du. tam geldim , hoca sınıftan çıktı. ardından da öğrenciler. çok güzeldi bu ilk ders. tüm nilüfer'i öğrenmiştim. iyi gezdik amcayla.
