kendi kendime değil de mesela öfke anında, sevdiğim birinin , ya da bana yakın olan bir insanın, sen onlara uyma bırak boşver demesi, ya da sakin olur musun lütfen demesi, anında kontrol edebilmemi sağlıyor. etkileniyorum ister istemez. öfke anında sevmediğim biri bana bu cümleyi kurmaz diye düşünüyorum zaten.
bütün musgul durumların en saglam savunması seri halde saçmalamaktır.
mesela;
sen şimdi başlık altıma girip bana 'basit yazar' demişsin ya denyo.. sana diyom sana, sen reel de karşıma çıksan var ya kemiğini kırarım oğlum senin. yaz bakalım yaz, biz senin gibi ne hokkabazlar gördük olm.. dersin ve öfken çıkar gider.
sözlük giderek meyhaneye benzedi. içiyoruz ve bir yerlerde birilerinin bize mutlaka hak verdiğini düşünüyoruz. evet birileri bir yerde adımıza tezahürat yapıyor olmalı durmadan.
hikmet hoca nın dediği gibi, 'gökyüzündeki en uzak yıldızla savaşmaya dünden razı ama yeryüzünde en ufak kavgada asla' durumları mevcut. anlayan adam bahtiyar dır. sevelim, sevilelim sözlük kimseye kalmaz deyip bitirmekte seriye yakışır.
bir kere duvara vurdum. bilen bilir,serçe parmağımın kökü kırıldı (bkz: boksör kırığı). artık öfke mi kontrol edebiliyorum. bir kere elinizi kırın, ilk günkü gibi sakin olduğunuzu göreceksiniz...