çoğunluğunu hatırlayınca güldükleri anların kapladığı hatıralardır. benim aklımda kalan türk filmlerinde daha ağlanacak birşey yokken ağlamaya başlamam. ama şimdi şöyle olacak falan diye ağlamaktan annemlere hiç bişey izletmezdim.
ve hala aile arasında bu konuda dalga konusuyumdur. film izlerken hüzünlü sahnelerde herkes bana bakar hemen ağlıyor mu diye.
odun sobasında popomu yakıp, 2 ay boyunca popomun eriyip, yapışacağını sanmıştım.
hava kış, üşümeyeyim diye sobanın karşısında giyiniyorum, kulot için eğilince olan oldu.
8 yaşıma kadar sürekli gece gündüz farketmeksizin ya evden kaçtım ya da kayboldum. yaşadığım bölgedeki bütün bekçi, zabıta ve polislerce tanınırdım.
itilme sonucu merdivenlerden yuvarlanarak düşerek başımı betona vurma neticesinde, dilimi yutuşum. bugün bile hala başımı bir yere çarptığımda ya da nefesim zorlandığında dilimin yarım saat off olması.
kardeşlerim kavga ederken, onları ayırmaya çalışırken kendisini döveceğimden korkan kardeşimin kendini odaya kilitlemesi. ısrarıma rağmen açmaması ve kapının camına yumruk atıp, elimi kolumu kesmem.
sakin yerlerde yaşamış olmamdan mütevellit, sabaha kadar sokaklarda kalabilmem. akşam ezanında evde olma zorunluluğum olmadı hiç.
7 yaşımda ilk defa aşık oluşum. çocuğun da aynı duyguları beslemesi. kulağına bir şey söyleyeceğim diye kandırıp, yanağımdan öpüp kaçışı.
çocukken ki idealim bıyıklı polis olmaktı. bıyıklı çünkü o dönemlerde bilen bilir doğuda sokaklarda gezen heybetli özel harekatçıların çoğu ülkücüydü ve klasik ülkücü bıyığı bırakırlardı. ve ben de bunları görüp gaza gelerek polis olmak ister ve kendimce evde tek-çift el şınav çekmekten tut mekik, koşu her türlü hareketi yapardım.
her neyse günün birinde ailemle çarşıda gezerken babam karşıdan gelen özel harekatçıları durdurup bana "söyle bakalım amcalara büyünce ne olacaksın" deyince ben de "bıyıklı polis" demiştim. cevabım içlerinden birinin hoşuna gitmiş olsa gerek elimi tutup öpünce ablam tarafından bir gün önce tırnaklarıma sürülmüş pembe ojeleri görünce dalga geçip "oje sürersen polis olamazsın" minvalinde şeyler söylemişti de utancımdan ağladığımı hatırlıyorum.
aynaya bakıp "ben kimim, ben kimim diyen kim, ben kimim diyen kim diyen kim?" diye kendimi sorguladığım anlar. o temiz kafaları ne biçim kirlettik büyüdükçe.
Bir gün arkadaşlarımla bişeyden kaçarken bi arkadaşımı ittiğim sırada pantolonunu yırtmam ve aynı gün koşarken tırmığa basmam sonrasında sapının alnıma dank etmesi alnımın böyle komple şişmesi. Ne günmüş be.