yazarların çocuklukları

    27.
  1. Bir an önce büyümek falan istemezdim.
    Annemler kavga ettiğinde odaya kapanıp boşanırlarsa hangisinde kalsam acaba diye düşünürdüm. Ama ironik bi biçimde boşanan onlar olmadı.
    Abimden çoğu Zaman nefret ederdim. Çünkü benim payım olan çikolatalı gofreti de alır yerdi. Şimdiyse Can'ımı istese sebebini sormam bile.
    Hep çalışkan bi çocuktum. Ödevlerini cuma akşamı yapanlardan. Ama biri çalıştıklarımı dinlemezse hiçbir şeyi aklımda tutamazdım. Hala da öyle sayılırım.
    Bir kız çocuğum olsun adını da "yaz" koyayım isterdim. Büyüdüm, Oğlum oldu.
    Ailem hep üzerime titrerdi. Arkadaşlarım alt sokakta oynarken ben onları camdan izlerdi. Çünkü Oray'a kadar gitmeme izin yoktu. Hiç de isyan etmedim. Hep anladım onları. Bak bu çok ilginç.
    Şu an biraz mutsuzum. Ve sanırım bu entryi de o günleri özlediğim için yazmış olabilirim.
    25 ...
  2. 13.
  3. ben çocukkken leon filminde ki mathilda'ydım.

    ilk ''hayat her zaman mı bu kadar zor, yoksa sadece çocukken mi'' dediğimde annemle babam ayrılmış ( ben onları mutlu sanarken), ailenin tüm erkekleri siyASi(!) nedenlerden içeriye alınmıştı. baban ne iş yapar? sorusuna cevap vermekten kaçtığım, maddi/manevi zorluklar yaşadığım bir çocukluğum var.

    ağlamaktan korktuğum için yazmadığım, konuşmadığım onlarca şey var. neyse...

    özetle;

    erken büyüyenlerdenim.
    9 ...
  4. 38.
  5. Iyi şeyler yazamayacağım maalesef. Çok yaramazdan öte berbat bir çocuktum. Bir canlıya, eşyaya vs zarar vermeyi severdim. Ateşle oynama sevdam yüzünden evi yakacaktım. Kardeşime yaptıklarımı anlatsam çok uzun bir entry olur. Ama tavşanımı severdim. kaçınca ondan da nefret etmiştim gerçi bırakıp gitti diye. Sanki seviyormuşum gibi barbie bebekler alıp dururlardı. Makasla ellerini, kollarını, bacak, ayak ne varsa keserdim. Saçları taranmıyor diye yaktığımı da hatırlıyorum. Son derece tuhaf bir çocuktum yani.
    6 ...
  6. 1.
  7. bazısı masal gibi bazısının azap gibi geçer. hele de yalnızsa. hele benim gibiyse. ben, tek çocuk arkadaşı imamın kızı olan bir çocuktum. anası babası oynatmazdı öyle. adı bilgeydi, bizimkilerin tayinleri çıktıktan sonra bir daha görmedim onu hiç. oysa benim ilk arkadaşımdı. benim bir de 2. arkadaşım vardı. annemin anlattığına göre evde tek başıma saatlerce tv karşısında otururmuşum, annemde babamda çalışan insan, hatta bir ara soba devrilmişte zor kurtarmışlar. ayağımda yara izi bile var, kırışık parlak gibi... benim bir de 3. arkadaşım vardı. adını unuttum ama büyük ihtimal yeriş koymuşturlar. bizim oralarda köpekler için çok koyarlar bu ismi. kahverengiye çalan bir rengi vardı, babam varken sürekli bir yana koştururduk. sonra yağmurlu bir havada öldüğünü hatırlıyorum. tıpkı kurban bayramında ölen biri siyah biri beyaz iki kuzum gibi. o kadar yalnızlıktan sonra bir ara ineklerede yanaştım ama halley uzatmam sonrası terslemeleri sonucu vazgeçtim. benim başka arkadaşlarım da vardı. boyum kadar bir kamyonla, hafiz dedem. hafiz dedem öz dedelerimin olamadığı kadar iyi bakmıştı, kamyon ise sürekli bir yerlere sürdüğüm yol arkadaşımdı. ikisindende büyüdükçe vazgeçtim, kamyonumu kaybettim, çok sonraları da hafiz dedeyi. daha 1 sene olmadı. bir kere bile gitmedim zamanında yanına. oturuyor insanın içine acı acı o keşke. keşke bir kere gideydim de nasılsın hafiz dede deseydim o güleç yüzüne karşı.
    5 ...
  8. 34.
  9. Ahahahah onu annen söylüyor,
    Birde başkasına sor bakalım ne diyecek, cok merak ettim ulan. * :)
    5 ...
  10. 33.
  11. 90 ların çocuğuydum. bir köyde doğdum sonra küçük bir ilçede kenar mahalle tabiri bir yerde büyüdüm . ortalık çok karışık aman
    oğlum ha laflarıyla büyüdüm. bu arada o ortalık hiç düzelmedi.. mahallede yaşları yakın 9 kadar çocuktuk aramızda hiç kız yoktu
    olamazdı da. sürekli futbol savaş bilye oyunlarıyla gün geçerdi okulda mahallede hemen her gün kavga ederdik ama sonra hiçbir şey olmamış gibi oyunlara devam. hep çalışma isteği bir işe yarama isteği oldu içimde. babamdan gizli hurda toplardık boyacılık yapardık ama kazandığımız parayı o gün atari salonlarında harcardık. babam bir gün boya sandığımı buldu önce onu kırdı sonra beni. istemezdi çalışmamı sen serseri olmayacaksın okuyup adam olacaksın adam paaaaattt. şimdi gülüyorum adam haklı beyler.
    ama bir tv pc tablet başında uyuşturmadık hiç kafamızı. babam deyince babam gerçekten sinirli ters biri onun duygu radarına girmek imkansız sadece şu zamanlarda torunları giriyor * . adam ormancı be ormancı . orman ağaç tomruk içki başka bir şey görmezdi ki akşam hiç erken gelmezdi gece , sarhoş bütün mahalleyi uyandırır iki el ateş eder belli ederdi geldiğini. annemse ah ah onun hakkını ne babam ödeyebilir ne de biz. idareci sabır taşı eski kadınlardan ha.
    liseye geçtik anadolu liseleri çok popülerdi o zamanlar e bende kazandım ama hanım bebelerinin arasında okumam deyip düz lise istedim babamın isteğiyle orta yolu bulduk süper liseye yazıldım . lisede büyüdük dertlerimiz dert olmaya başladı s.kimizde olmayan şeyler canımızı acıtmaya başladı. kızlar girmeye başladı hayatımıza arkadaşlıklar değişti. boyumuz uzadı bize tepeden bakanlara tepeden bakar olduk sonra öss belası sardı . ders ders ders başka bir s.k bilmez misin al işte kaç tane üniversite okuduk bir bok olduk mu adam olduk mu olamadık . hep başkalarının hayatını yaşadım aman o üzülmesin aman bu üzülmesin dediklerini yapayım .
    yine de eyvallah. sıradan bir çocukluk işte.
    pişman değilim.
    4 ...
  12. 15.
  13. 23.
  14. Çok arkadaşlarım yoktu. Mahallede ki yaşlı teyzelerin yanına giderdim hergün çiçeklerini sulardım.gece babam eve gelmeden uyumazdım gelince bana gazete okur öyle uyurdum.birde hergün babama bu adam benim babam şarkısını söylerdim geldiğinde.yemek yiyeceğim zaman kıyafetlerimi çıkarır pijamalarımı giyer bitince tekrardan değiştirirdim.mahallenin köşesinde ki bakkalda büyüdüm her öğle saatinde Muhsin amca geçerdi harçlık verirdi Barış Manço ya benzerdi ilk defa televizyon da barış manço yu gördüğümde o zannedip bir solukta evine gitmiştim.bir dua ezberleyince gider bütün komşulara okurdum. Annem babam evden çıkınca dönmezlerse diye gelinceye kadar beklerdim.
    3 ...
  15. 4.
  16. Şimdiki çocuklar bilgisayar başında yeaa diye başlamak saçmadır. Her şey, herkes rejenere oluyor elbette çocukların da oyun alanı değişecek. Sokakta deli gibi taso oynardık envai çeşit araçlarla. Eve gelince de salça ekmek yerdik. sobanın yaninda ısınırdık banyo yaptıktan sonra.

    O banyoyu ısıtmak tam bir izdirapti zaten.

    Biz mesela ispanyol paça pantolon nedir bilmezdik ama o dönemin çocukluğunu yaşamış abiler gayet şık buluyordu o pantolonu. şimdi sorarsan tabi ki komikti derler ama.

    (bkz: işte bunlar hep popülarite)
    3 ...
  17. 18.
  18. Biraz iyi biraz kötü. Kendime zerre kadar güvenim yoktu. Çok arkadaşım da yoktu. Ders çalışıyordum ben de. Okul zamanı kitap okuyordum. Abimle oynuyordum. Öyle.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük