senden büyükler varsa konuşmaman gerektiği öğretilmişti yada herkesin uymadığı fikri belirtmemen gerektiği büyüklerin ne derse doğru olduğunu, kendi aklını değil başkasının aklını kullanman gerektiği çünkü muhtemelen sen yetersizsin yada akıllı değilsindir görüsü olduğu.
çocukken koskoca adamların suratına şaaak diye tokadı patlat,
eğer yanında annen varsa, "ahhh ne tatlı çocuk, büyüyünce bokscu olacak bu hehehehh"
eğer annen yanında değilse o tokatı yiyen adam çocuk mocuk demez anandan girer bacından çıkar.
çocukluğun psikopatlığı güzeldi. kardeşlerimden biri camdaki kara sineği alıp kanatlarını koparıp diğer kardeşim ağzına atması kardeşim yutsun diye cingözün üzerinde zıplaması.
Herhangi bi yerde dustugum zaman, zerre de olsa bi yerim kanamissa aglamaliydim. He kan yoksa yola devam etmeliydim. Cocuk oldugum icin olasi bi ic kanama icin alinmasi gereken tavri kararlastiramamistim.
parkın birinde arkadaşlarla top oynarken gelen yaşlı amca'nın ya da bekçinin topumuzu kesip ardımızdan küfür edebileceği. halbuki amca sen bu ülkenin futbolu için bir nebze de lsa fedakarlık yapsan belki de bu ülkenin futbolu daha da ileride olacaktı. şöyle bir düşünün hakaret yiyen çocukların psikolojisi...
küçük çocukların para kavramlarının sadece beş tane para, iki tane para şeklinde olduğunu anlamak. kardeşimin bayramlarda bi tane beş milyonunu alıp iki tane bir milyon verirdim onun yerine. bak eskiden bir paran vardı artık iki paran var derdim. sevinirdi yazık.
kapı girişinde iki duvar arasına çıplak ayakla tırmanınca ''süperman oldum ben heyooo'' diyip sevinç çığlıkları atmak marifet değilmiş, mesele kıç üstü düşmeden ordan geri inebilmekte.
Bakkaldan bir kalıp peynir alacağım, diye çıkmıştım. eve 7 poşetle döndüm. Bakkal amca süper konuşmuştu. Sanırsın ki, Oprah'ın kocası. Affet beni anne. Tespit ise bakkal amcalarda da kişisel gelişim uzmanlığı var hafiften.
sıçtığımın dalmaçyalılı terliğimi bir türlü koparamamışım lan. neredeyse her fotoğrafta o terlik. giymesem bile arka planda görünüyor amk terliği. arkadaş bi yırtılsın ya bi atın şu terliği diyen de olmamış. ve halen duruyor inanabiliyor musunuz?
yaban arısının kovanına çomak soktuğun zaman adamın daşşağına kadar sokarlarmış. bu durumu tespit ettiğim zaman kısa pantolonlu bir çocuktum lakin tecrübe acıydı, ama acı bir gerçekti, fekat çok geçti.
yazarların çocukken yaptıkları ve çoğu 'sanı' olan tespitlerdir.
- annem bana 'çarşıya gidelim de ben kuzuma neler neler alcam'
dediği zaman hep 'neler' almasını beklerdim. eve gelince de
'hani neler alcaktın? ' diye ağlardım.
- çarşıyı da üstünden ışıklar sarkan böyle kare şeklinde bi' alan zannederdim
- annem klima için ' ohh torosların havasını getiriyo resmen' derdi,
ben de gerçekten 'taa toroslardan nasıl geliyo acaba' diye düşünürdüm.
çocukluk dönemlerinde edinilen ilginç,gerçeklik yönü açısından çoğunlukla fakir ve sonraki dönemlerde bilinçaltında kalıcı etki yaratabilen tespitlerdir.ilginçtir,benim en mühim tespitim ''Banu Alkan'ın göğüslerinde diğer kadınlara oranla daha fazla süt olduğu''dur.