istoptur. bunun asıl adının büyüyünce "stop" olduğunu anladığımda kendimden utanç duydum ve tiksindim. kendime ceza verdim ve masturbasyon yapmıyorum bu yüzden.
islander. ateri oyunlarının vazgeçilmezidir. çıplak üst vücuduyla hoplaya hoplaya giden island man kaykay alınca daha bir havalı olur. ağzından balık fırlatıp onu öldürmeye çalışan ahtapot kafalarına karşı ise müthiş bir silahı vardır: baltası. hem kaybetseniz de ölmezsiniz, zira dokuz can bir yana yüz on dokuz canlıdır.
dışarıda gördüğüm her türlü ilgi çekici veya beğendiğim insanın gelir evde taklidini yapardım.
bir gün kasiyer olurdum, bir gün bankacı, başka bir gün anne olurdum, bambaşka bir gün bambaşka bir şey...
çocukken dış dünya benim için yalnızca bir oyun kılavuzuydu. ama hiç bir zaman hırsız, gangster olmadım oyunlarımda. çocuktum çünkü. herkese biraz ben katardım. herkes iyiydi benim dünyamda.
çamur. çamurdan pasta, börek, çorba falan yapardım. uuu çok yetenekli bi aşçıydım ben. hatta bir gün katlı pasta bile yaptım. katlı olmadı tabi. meğerse demir çubuk varmış o katlı pastalarda. yayıldı kaldı müdürüm afedersin.
çamurdan ev yapmışlığımız da var.
ip atlamak bir de. gece yarısı olsa bile atlanır mı bu ip? atlardım efendim. durduramıyorlardı.
rüyalarımda top sektirirdim.
er kişiler bu konuda doğuştan yetenekli olduğundan, kaleye geçmemek için rüyalarımda bile çalışmalıydım. tabi bir de takımın büyüğüne şirinlik yapmak zorunda kalırdım o ayrı.