Bisiklet. Bütün arkadaşlarımın bisikleti vardı. Benim yoktu. Bisiklet binenleri görünce içim tuhaf olurdu. Onları izlerken ne hayaller kurardım, ne duygular yaşardım anlatılmaz. Arkadaşlarımın bisikletine binerdim ama öyle bir iki dakikalık binmeyle hevesi geçmezdi insanın. Nasıl geçsin ki?
Bisiklet binmek çok farklı. Ayaklarınız yerden kesiliyor, adeta bir kuş gibi kanatlanıyormuş gibi hissediyorsunuz. Ve o an hiç dert tasa aklınızın ucundan bile geçmiyor. Çocukluğum bir bisiklet hayaliyle geçti gitti. Sonra lisede kendi harçlıklarımla biriktirdiğim bir bisiklet aldım. iki ay binip kenara attım. O çocukken aldığım hazın zerresini bile alamadım. Her şey zamanında, her şey vaktinde, her şey yerli yerinde daha bir anlam kazanıyor.
Siz siz olun çocuklarınızın içinde ukte kalacak, daha sonra imkanınız olsa da telafi edemeyeceğiniz istek ve heveslerini geri çevirmemeye bakın. Bisikletten düşer, bir tarafı kanar endişeniz olmasın. Düşersin dizlerin soyulur kanar, iki gün sonra geçer. Ama yüreğin kanadı mı bir ömür boyu geçmez.
dürbün be ulan ne heves ederdim. ama nerde o yıllarda dürbün alacak para. biraz büyüyünce oyuncak dürdün vardı küçük plastik, onlardan almıştım. yanındaki düğmeyi çevirince çıplak kadın resimleri geçiyordu ekranından. ne günlerdi be.
Çocukken odam yoktu ve hep odam olsun istemiştim 18 yaşıma gelene kadar olmadı 18 yaşımda iken taşındık ve mutlu son odam olmuştu hemde hep hayal ettiğim gibi balkonlu falan ama koltukta yatmak o kadar alışkanlık olmuş ki 4 senedir 15 20 kez anca odamda uyumuşumdur.
Pazarda satılan bebeklerden alma hakkım vardı onuda evde bir tane varsa ikincyi alma hakkım yoktu dururumuz iyiydi i. Oyuncağa verilen para boşunadır düsturuyla hareket ettikleri için.
Sonra kardeşim canının istediği herseyi aldırdı acaba hangi dustür bu onu anlamadım.
akülü arabaya hep heves etmişimdir ailem pahalı olduğu için alamamışlardı. hep içimde kaldı şu an alıcak param var ama işte büyüdük hevesim halen var aslında bunu ilerde çocuklarım olduğunda onlara aldığımda geçicek.
Mikroskop. ilkokulda ilk mikroskop kullanma deneyiminden sonra mikroskop istemiştim ve satıcı, anneme demişti ki: "Mikropları görürse etkilenebilir; yemek yemeyebilir; Çocuklara mikroskop önermiyoruz o yüzden."
Annem de zaten yemek yemiyorum; mikroskop kullanırsam hiç yemem diye almamıştı. Onun yerine dürbün ve büyüteç almıştı. Kardeşim de oyuncak telsiz istemişti ve annem almıştı. Pilli ve kamuflaj desenliydi. Hatta birgün kardeşim ve ben o telsizle epey işler karıştırmıştık. Evin yanındaki karakolun telsizine girmişti; tuşa basılarak konuşuluyordu; Elini tuştan çekince de karşı tarafı dinliyorduk. Karşı tarafla konuşmuştuk ve bizi büyük insan sanmışlardı. O gün askerler evin etrafında dolaşıp durmuştu; Balkonlara baktılar sürekli. Annem de "Bir şey mi oldu acaba, askerler niye dolaşıyor" demişti. Biz de kardeşimle sandalyenin altına saklanıp seyretmiştik.
Böylece çok heves ettiğim mikroskobun yerini oyuncak telsizle doldurmuştum.
Sürünen komando oyuncağı.
Maddi durumu bizden çok daha iyi olan bir arkadaşımda vardı. O oyuncağın halı üzerinde sürünüp sürünüp ilerlemesine sonra da durup ateş eder gibi sesler çıkartmasına hayrandım. Yokluğun gözü kör olsun.