Ps3 hayali olan çocuk yazarları görmemizi sağlayan durum.
Bizim çocukluğumuzda top vqrdı, lastik vardı, elektrikli tren, gelin bebek vardı. Ps3 ne olm.
çocuktum..okula gelir giderken önünden geçtiğim dükkanın camekanında gördüğüm beşiktaş formasını annemden istemiştim utana sıkıla. maddi imkansızlıklar nedeniyle alınamadı. ama annem terziydi ya kendi imkanlarıyla bana bir beşiktaş forması ve şortu dikti evde. ben de hiç yoktan iyidir diyerek giymek zorunda kaldım formayı. dalga geçilişleri göze alarak..ha bir de beyaz yün çoraptan tozluk yapmıştım kendime unutmadan söyleyim. hatta ayakkabı boyasıyla çorabın konç kısmının ucuna siyah şerit geçmiştim annemden gizli. gel gelelim ayakkabıya..aman neyse ya boşverin.. ama var ya uğur diye bir çocuk vardı. gassaraylı. onun forması özellikle de parıl parıl parlayan şortu gözalıcıydı. ama yine de çaput olsa da siyahı değişmedim, saten kırmızıya.
(bkz: reebok pump) çok pahalıydı ya, basket topu şeklinde basmalı pompası vardı dil kısmındaki hava yastığını şişiriyordun, giyenler daha iyi zıpladığını iddia ediyordu ben büyüyene kadar piyasadan kalktı ya da çok daha iyileri çıktı onları aldım ama o ayakkabı içimde kalmıştır.
Heveslediğim birçok şey vardı, ama alsalardı o kadar da umrumda olmazdı. Ben onları almayı değil, alabilme ihtimalini seviyordum. Ayrıca heveslediğim şeylerin bazılarını sonradan aldığımda o kadar da ilgi çekici olmadıklarını farkettim. Belki de büyüdüm, bilemiyorum.