Ankara’da bi süpermarkette işe girmiştim. deneme süresi diye bir hafta kasanın yanında durup müşterilerin eşyaları için poşet açtırmışlardı. Neyi denediler hala bilmiyorum.
Öğrenciyken haftasonları harçlığımı çıkartmak için bir buçuk ay çalışmıştım. 7 yıldır özel sektörde çalışıyorum ama sabahladığım günler de dahil olmak üzere hiçbir günüm iddaa bayindeki kadar yıkık geçmemişti. Şöyle bir tablo düşünün: bir sürü adam sadece maç skorlarının olduğu bir ekrana saatlerce kımıldamadan bakıyor. "Son akşam kuponu" diye bir tablo yapsam milyon dolara satabilirdim. Bu adamların yaşamı soyut sanatı bile aşıyordu azizim.
Sene 2009, çay ocağında çaycılık.
Biri demli olsun diye çayı beğenmez, öteki çok açık diye geri gönderir. Amına kodumun evlatları...
Tek iyi yanı istediğiniz Zaman ıhlamur içebilmekti.
öğrenciyken aşçı yamaklığı yapmıştım. işi küçümsediğimden değil de bir çuval salatalığı soyunca insan hayattan soğuyor, nasıl bir meretse elde avuçta sıvı namına hiçbir şey bırakmıyor.
soğan doğramak, patlıcan soymak, fasulye kırmak vs. onlara hiç girmiyorum bile.
Para yoktur, borç vardır, yeni mezunsundur iyi bir iş bulana kadar boş boş beklemek istemiyorsundur. Tüm bunların sonucunda hiç istemediğin bir işe girersin.