Sevdiğin şarkının sevilmemesi, yazdıklarını kimsenin okumaması, canına kastedercesine yalnız kalmak... öyle yalnız kalmak ki, çok olmayı, biz olmayı unutmak... zoruma giden şeyler var sözlük, bu şehirde kimse okumuyor yazdıklarımı. Oysa ben yazdıklarımdan ibaretim. Yazdıklarımda gizliyim.
iş bulamayınca babamın gitsin çalışsın bu ne be kocaman oldu artık demesi. Napalım hep günlük işler var. Aylık oldu da biz mi çalışmadık. Bimden de attılar sezonluktu zaten.
Onlar sizi canınız olduğunu bildiklerin de sizde onların zırhı olduğunu bilirsiniz. Ona zarar verecek birisini ortadan kaldırmaya çalışırken karma'nın sizi sırtınızdan vurması.
Dün dükkanın önünde sigara içiyorum. Ayağı aksak bir Suriyeli var hep geçer. Babamı da tanır. Babam Karabucak camiiye takılır. Oradan da geçermiş. Bu abi hep selam verir. Biraz böyle sadece aksak değil, konuşmasında da var bir şeyler.
Gidiyordu, durdu, yerde 1 tane kapak varmış meğer, ben o alınca gördüm. Hani bizim şut çektiğimiz kapak. Onu eğildi aldı çuvalına attı.
işte senin benim tekme vurduğumuz şey, bazı insanların ekmeği olabiliyor.
Ben bugün içmeyecektim. Annem aradı, dedi tava yaptım yer misin? Dedim niye soruyorsun yaptıysan? Dedi 2 pide al. Biliyor içeceğimi.
Hadi aldık biraları. Yetmiyor sanırım. Gittim karıştırdım dolapları, 1 duble kadar Beylerbeyi buldum. Yetmedi tekrar baktım. Lavabo altında Beylerbeyi teragold buldum. Hemen geri koydum.1 duble aldıktan sonra.
kimseyi öldürmek istemiyorum ancak rüyalarım beni buna itiyor. bazen bazı rüyalarımı yaşarken buluyorum kendimi ama umarım kimseye bir şey yapmam. cidden katil olmak son istediğim şeylerden birisi. gerçi bhagavad gita'da gerekli bir öldürmeyi öldürmek saymayın tarzı birkaç cümle okumuştum ama bilmiyorum.