Ben şöyle başlıyayım.
-Bir kere bakkal amcaya saat sabah 8 sularında iyi akşamlar diyişim,
-Okuldaki kızlardan birinin dibinden geçip el sallayarak selam vermeye çalışmam fakat kızın kulaklıkla müzik dinlemesi nedeniyle aynı hareketi tekrarlayışım ve bunun üzerine kızın telefonuna elimin çarpması ve sonucunda telefonu yere düşürüşüm,
inşaallah bunlardan beteride vardır yoksa rezil olduk.
binanın 3. katından merdivenle aşağı inerken sadece ayak seslerinin duyulduğu sessizlikte zemin katta kim var kim yok diye düşünmeden 1. kat dolaylarında osurmamdır. daha sonra zemine indiğimde karşı komşunun bana bakarak içten içe gülmesi ile son bulan salaklığımdır.
otobüsteki teyzenin elimde oluşan yanık izini görmesi sonucu "kantaron yağı sür." şeklinde bir öğüt vermesi ve benim bunu "kanto'nun yağı" olarak algılamam sonucu salak gibi bütün kentte "kanto marka ayçiçek yağı" aramam. ben ve kendim, iki salak, bunun farkına varana kadar yara iyileşti ey lügat ahalisi...
düzeltme: imla.
iki gün önce bana göre fazlasıyla elit bir kahveciye sarhoşken ayılmak bahanesiyle gitmek, erkek tuvaletine kapıda yaşlı amcalar olmasına rağmen altıma mı işeyeyim diye içeri dalıp kapıyı kilitlemek, işi bitirip gelip sağolun diyerek gitmek. Sonrasında atatürk çerçevesine bakarak arkadaşım hesabı öderken sarı saçlım mavi gözlümü söylemek. Hala utanıyorum lan. Dışarı atılmadan çıktık neyseki.
Sevdiğim adamın çıkalım biz ya dediğinde, tamam demem sonra eşyaları toplayıp e hadi çıkalım demesine karşı göt olup çantamı almam, sonra ahaha amma salakmışsın öyle demiyorum sevgili olalım diyorum diye dalga geçmesi.