bugün

hayatinizda yediginiz en büyük kazik.

edit: Ben cok yedim pek hatirlamiyorum.
Sonradan büyük bir deneyim olan kazıklardır.
Maddi kazıksa kast edilen 400 bin oyrodan biraz fazladır.
barda yemiştim 170 tl girmişti .
Ünide gezideyken arkadaşların para eksik çıkınca 100 lira yemek parası vermiştim.
dost kazığı. hem de yol arkadaşından. ikincisi de zor zamanında ayağa kaldırdığım bir başkasından.
Anca verdiğim borcu geri alamadım işte.
O kadar büyüktür ki hala çıkaramadım.

Çıkarınca editlerim.
5 kişiden kan kusana kadar dayak yemiştim de çocukluk arkadaşım yalnızca izlemişti.
Bi keresinde ben ve bir arkadaşım okuldan kaçmıştık. Daha yolun başında iken güvenlik görevlisi bizi farketti. Arkadaşımla bizi müdüre götürdü. Arkadaşımın çok korktuğunu gördüm. Biraz gurur yaptım.

+ hocam nisanın hiç bir suçu yok. Onu ben zorladım. Hatta o bana gitmeyelim demişti. Ona kızmayın. Bütün suç bende...

Bunları söylerken gözlerim kapalıydı. Ve gözlerimi açtığımda kapının açık olduğunu fakat nisanın odada olmadığını gördüm... (bkz: ve ardından bir disiplin cezası)
hep arkadaş kazığıdır.
eski kız arkadaşımla tekrar görüşmeye başladığımız dönemde seni harika bir yere götüreceğim deyip hesabı bana kilitlemesi. iki tabak makarna ve iki kadeh beyaz şaraba seneler evvel 150 tl bayılmak.
fenerbahce evinde trabzonsporla oynuyor. yana yakıla bilet arıyoruz, çünkü şampiyonluk maçı. sezon boyu maçlara gitmişiz bir şekilde, o gün de yurt müdürü şampiyonluğu doyasıya kutlayın dedi verdi izni.
fiyatlar uçuyor tabi, karaborsa almış başını gidiyor. maça 5 dakika kalmış, bir adam makul bir fiyat söyledi; normal bilet fiyatının 2 ile 3 kat arası bir şey. tamam dedik, uyanığız ya çakmakla yaktırdık bileti. gerçek biletler yanmıyor, yalnızca kararıyordu. o işlem de tamam, verdik parayı. adamlar bir yana biz bir yana. sonra bir baktık, trabzon tarafının biletini kaktırmış bize bütün bilet gişeleri götüne giresice.
üzerine bir de berabere kaldık, şampiyonluk da gitti. hay böyle işin...
320tl ye dolan depo ile ancak 400km yol gidiyorum.

Bu kazigi her hafta yiyorum. Alistik artik. Benzin cok pahali mk.
düşündüğümde beynimde canlanan bir acı olmadı, şanslıyım.
Sene 2009. Çalıştığım kurumdan eski bi memur kardeş bana para gelicek para kesilmesin senin bankan Vakıfbank kartını alabilir miyim dedi. Tabi dedim ne demek dedim. Verdim maaş kartını. Bu orospu çocuğu hesaptaki 1000 liramı çekmiş bir de eksi Hesaptan 1000 lira daha çekmiş. Kartı aldığımda farkettim. Abi dedim hesabımdan para çekmişsin. Kardeş dedi ben yatmış zannettim yanlış anlaşılma olmuş maaş alınca ödüycem söz.

Ulan maaşı aldı gene oyalıyo yavşak. O zamanın 2000 lirası şimdinin 7000 lirasına tekabül ediyo. Baktım ki başkalarına da takmış gittim kurum amirine şikayet ettim böyleyken böyle bu ibne beni dolandırdı dedim beraber dilekçe yazdık adama adli idari soruşturma açıldı bu arada benim paramın yarısını (1000 lira) geri verdi aman kardeşim zor durumdayım şikayetçi olma ödüycem filan dedi.

Neyse ben bi dahaki ayı beklerken bu ibne bitane assubaya da takmış assubay çekmiş vurmuş bunu adam ölmüş amk. Bizim alacak verecek davası cinayet davasına döndü. Benim daha asaletim tasdik olmamış ağır cezada ifade veriyorum. Allahtan hakim o zamanlar biraz saftrik olduğumu anladı da olay çözüldü.

Zaten olaydan bir sene geçtikten sonra ölen adamın kardeşi geldi. Kardeşim kul hakkıdır al paranı dedi. Baktım adamın pantolonu soluk ayakkabısı patlak içim acıdı o haline. Helal ettim dedim alamadım. Ben adamın sevinmesini beklerken iyice ısrar etti adam al diye. Ne kadar helal ettim desem de ikna olmadı. Tesadüf kışlanın önünden geçiyorduk o an. Mehmetçik vakfına bağışlarsın dedim. Tamam ama beraber gidicez senin adına bağışlıycaz dedi. Gittik beraber hesap numarası aldık ziraat bankasından bağış yaptık. Daha sonra eve teşekkür mektubu geldi. O gün bugündür tüm resmi bayramlarda kutlama mesajı atıyor Mehmetçik vakfı.

Halen daha hayret ederim bu kadar fırıldak bi adamın nasıl bu kadar dürüst, temiz bi kardeşi olmuş diye! Tuhaf!
Size anlatacak değiliz herhalde. Herkesin yediği kendine. Hadi bye.
eski sevgilim, en yakın arkadaşına bana mesaj attırmıştı, bende yürüdüm tabi hemen. sonra da ayrıldık. kadınlara güvenmemem gerektiğini 16 yaşında, küçük liseli bir bakirken anlamıştım.