ortalarında üzülsemde 2005 yılıdır efendim en mutlu olduğum ve iyi zamanlarını hatırladığım tek yıldır yurttan ayrılışım sigortalı bir işe girişim sonlarında askere gittiğim final yılıdır.
abuzer fm 2005in tekrar yayınlarını yapıyor "ben efsaneyim" filmindeki gibi açıyorum geçmiş kayıtları oynattığını bilsemde dinliyorum sonra diyorumki o zamanlar ne özgürlükler varmış radyo alanında şimdi bu sözleri kimse edemez, sunucu parasını ödeyene de minnettarım.
arkadaşlarımın hepsi benden önce okula başladığı için onların okuldan dönmesini beklerken çok sıkılıyordum. sonunda 1999'da ben de okula başlayınca rahata ermiştim.*
1998 senesiydi. Bugün hayatta olmayan sevdiğim insanlarla son kez bir arada olduğumuz yılbaşıydı. Çocuktum bir de. akşama kadar kuzenler arkadaşlar karın içinde oynayıp hep beraber eve gelmiştik. 3-4 aile birlikteydik. çok eğlenmiş, birbirimize sahip olduğumuz için çok mutluyduk.
Üniversitede ilk yıl 2001. Ne rahattı yediğimiz önumuzde yemediğimiz arkamizda. Hayat kaygısı sıfır. Tum sevdiklerin sag ve sağlıklı. Galatasaray sampiyonlar liginde futbol reitaliyle bizlrri heyecanlandırıyor. 2001 guzel bir yildin sen.
2012-lise 2.sınıf 0 stres,kaygı üni sınavı desen daha 2 sene var,okula alışmışsın,ortam kurulmuş birde üstüne tip olarak zirve dönemimdeydim sonraki yıllarda her şey tepetaklak gitti tabi değerini bilememişiz.
95 yılı benim için önemlidir. Orta 1'e yeni başladığım zamanlardı. Çok sakin ve çalışkan bir öğrenciydim. Sanki büyük bir adammışım gibi, sözümü nedense herkes dinler, kavgaları ayırır, arkadaşlarıma ders konusunda bile çok yardımlar ederdim. Bir de 99-2000 arası depreme rağmen yine de umut doluydum. Sonra dürüstlüğün pek de matâh bir şey olmadığını önce askerde, sonra da iş hayatında öğrendim. Bize hep yanlış öğüt vermişler: Kavga etme oğlum, kimseye uyma, öğretmenlerine karşı gelme, dersine çalış, uslu ol... Halbuki az kavga etsek, biraz okuldan kaçsak, bazen de derslere çalışmasak çok mu şey kaybederdik? Okuduk, dürüst ve çalışkan olduk da ne oldu? Dürzülerin emrinde hakkımızı yemelerine sesimiz çıkmadan sabrettik sadece. Üstelik benim okurken yaptıklarımın tam zıddı olan dürzüler bizim patronumuz oldu, yöneticimiz oldu. Ah kardeşlerim! Dertlerimle sıktım, affedin.