Bir saat on dört dakika idi. Üç yıl önceydi sanırım ama hatırlıyorum, o da en uzunu olduğu için. Ne yapayım tatildeydi konuştuğum arkadaşım. Çok özlemiştik birbirimizi.
97 dakika konuşmuştum eski sevgilimle. henüz sevgili değilken bir insan nasıl bu kadar uzun süre konuşur dediydim sevgili olunca anladım bir bok konuşmuyormuş.
2 yıl kadar önce bir üniversite arkadaşım aramıştı. okuldan sonra 2 yıl görüşmemiştik hiç. samim de sayılmayız. sana birşey anlatacağım beni dinler misin dedi. tabiki dinlerim anlat dedim. takip ediyorlar beni dedi. nasıl takip ediyorlar kim takip ediyor dedim. cemaat eve gizli kamera yerleştirmiş beni çekip tvlerde yayınlıyor ... gibi absürt şeyler anlattı. sonradan başka bir arkadaştan biz mezun olduktan sonra 6 ay hastanede yattığını öğrendim. işte bu konuşma esnasında ne diyeceğimi nasıl karşılık vereceğimi bilemeden 1 saat kadar konuştum. çocuk şizofren veya ona yakın bir şey olmuştu belliki. en uzun konuşmam o oldu sanırım.
başlıkta açık var. 1 saat 5 dakika sınırını hatırlatmayı borç bildim şu an. sanki madalya takacaklar. internette bu kadar vakit geçirmeyin gençler. geceleri vapur ışığı gibi yemyeşil dolanıyonuz ortalıkta.