dersten iyice bunaldığım bir anda; hocanın yüzüne bakarak ''yapacağın dersin, vereceğin bilginin, öğreteceğin tense in ta amk'' diyerek kapıdan adeta bir jason statham edasıyla ağır çekimle çıkmak istiyorum. ama yemiyo işte.
O kadar çok var ki. Mesela bu bir çılgınlık değil ama bana sağlam kazık atan insanı kaçırıp derisini yüzüp üzerine tuz döktükten sonra kaburgalarını kırıp, dilini keserek tekrar ağzını içine sokmak isterdim. Hiç sinirli değil gibi görünüyorum bir gün delirirsem bunu yapacağım.
yüksekçe ama çok yüksekçe kuzeye bakan bir dağın tepesine çıkıp saatlerce oturmak istiyorum, eskiden beri kuzeyi hep sevmişimdir, evlerin kuzeye bakan yönünü, yolun kuzeye gidenini, kuzeyde duran dağı...( nedendir bilmiyorum) yalnız başıma değil yanımda biri olsun, yeni tanıştığım biri olabilir, beni çok seven biri olabilir, sevmek isteyen biri olabilir, aşık olmak isteyen biri olabilir, hoşlanan, elektrik alan ne bileyim işte duygularımda henüz heyecanı yaşadığım biri olsun. uzun zamandır özgün müzik dinlemiyorum, bir de müzik olsun, mangal yakalım. bunu nerdeyse tam bir yıldır hep hayal ediyorum, yüksek bir dağın tepesine çıkmayı, ama bir türlü nasip olmuyor.
Nereye gideceğini bilmediğim bir otobüse binip gitmek otobüsten inincede kendi başımın çaresine bakmak. Otellerde kalmak sonra orada para biriktirip başka yerlere gitmek.
body jumping.yapmadan ölürsem gözüm açık giderim diyorumda,yaparkende muhtemelen giderim.hem yükseklik korkum var hem hipertansiyonum.ama hala vazgeçmiş değilim.
bankadan bütün parasını çekip hayaller kurarak yürüyen kızın bütün parasını çalmak. onbeş dakika sonra parkta ağlayan kızın yanına yaklaşarak bu gemi turunu ne kadar istediğini görmek istemiştim demek.