Bundan baya bi öncesi. 4 yaşındayken Babamın çalıştığı fabrikayla birlikte boluya taşınmıştık. Boluda yaşıyorduk. Arada bi istanbula gelirdik ziyarete. pek hatırlamam ama o zamanları anca hayal meyal. 6 yaşındayken yine bi istanbul seyahatimiz sırasında. Boludan çıkmak üzereyken. Kırmızı ışıkta durmayan tırın altında kalmaktansa direksiyonu kırıp bizi şarampolden aşağıya yuvarlamayı seçmişti babamın işyerinden arkadaşı.
biz yuvarlanırken arabaya binmeden aldığım balonun patladığını hatırlıyorum sonra da arabadan indiğimi. Araba ters duruyordu ve arka tekerler hala dönüyordu. Annem camdan fırlamış baya uzağa sürüklenmiş gerimiz arabadan çıkmışız. benim burnum bile kanamamış arabadan çıktığımda millet ibretle bana bakıyordu. iki koltuk arasında sıkışmışım sanırım öyle bişeyler anlatıyorlardı. Allah korumuş beni öyle demişti babam.
Hastaneye gittiğimizde annemi sedyede gördüğümü hatırlıyorum. Gerisi yine pek yok. Bi de mahkemeye çıktığımızı. Lan zaten ölümden dönmüşüz ayrıca 6 yaşındayım beni niye çıkarıyosunuz mahkemeye arkadaş. Kapıdan girdiğim falan hayal meyal hatırlayabiliyorum da gerisi yok. Annem anlatır hala abinle ablan ağlayıp çıktı sen gelip elini arkandan bağlayıp balona kadar anlattın diye.
Allaha şükür ölen olmadı. Annemle ablam ameliyat olmuşlar. O zamanlar bilmiyorum tabi ameliyat falan. Millet sağda solda ağlarken ben yatakta takla falan atıyomuşum. Çocukluk işte.