Dün akşamki yemek, en sevdiğimdendi.
Ellerine sağlık annemin, masadaki muhabbet olsun yemek olsun tadı damağımda kaldı. Ev yemeğini özlemişim.
Hep dün akşamda kalsaydım da hiç çıkmasaydım.
Bazı aşk acısı çeken duygusal yazarlarımızın kendilerince aşık olduklarını sandıkları anlardır.
Ya geçen gün bi yaprak sarma yedim o anı tekrar yaşayabilir miyim ? *
sınav sonrası cevapları kontrol ederken kendi aramızda, benimde içinde bulunduğum 3 kişi dışında herkesin cevapları aynıydı. Tabii ki bu an değil, sınavlar açıklanırken ki herkesin yüzündeki ifadelerin mal olduğu an. 97 ile sınıf 3.sü olmuştum. Üçümüz dışında herkes berbat not almıştı. Bu olay çok önce oldu ama hatırlar hatırlar gülerim.
annemle apartman yöneticisinin ağız münakaşası ettiğini duyduğumda kapının yanına gidip; "bana bak senin kafanı kırarım" dediğim an'dır.
yönetici ve yanındaki tesisat ustası ufak çaplı bir şok yaşamışlardı. sonrada "yani kafa kırmayla olacaksa bu işler, yapmayalım tesisat'ı olsun bitsin" gibilerinden alttan almışlardı.
ulan hızımı alamayıp girseydim keşke pezevenk yöneticiye diye düşünüyorum şimdi.
güzel bir andı vesselam. yıllarca o pezevengin tek başına apartman hakkında kimseye sormadan karar almasına sinir olmuştuk zaten apartmanca.
ha birde eve gelen koltuk tamircisinin arkasında aniden belirmem ve koltukçunun beni uzun süre sonra farkedip arkasını döner dönmez arka arka iki,üç adım gitmesi ve benim hiç istifimi bozmadan dümdüz devam etmem.
orada biraz daha kalıp dinlenmek isterdim. o beyne tatlı gelen bilinçsizlik, en büyük tedirginliğin akşam beş ya da yedi olduğunda annenin seni eve çağıracak olması olduğu; hiçbir durum ve şartı gözden geçirmeksizin, daha kim olduğunun farkında olmadan havaya rastgele ateş açmış gibi boyundan büyük hayaller kurmaya cüret edebildiğin; şimdinin aksine anlayamamaktan hiç de şikayet etmediğin o cennet varî zamanlar.