parayla, hileyle başarı sağlamaya çalışanlara inat paraya karşı emeğin savaşını verenlerin yanında olmak öncelikle insani bir duygudur.
Eskişehirli birinin eskişehirspor'u desteklemesi, bursalı birinin bursaspor'u, adanalının adanaspor'u, elazığlının elazığspor'u... işte olması gereken ve ciddi sıkıntılar içerisinde olan anadolu insanının yapması gereken budur.
Şehrinin takımı başarılara imza atıyorsa eğer senin bu konudaki desteğin paha biçilemez. Unutmadan ekleyeyim şehrinin takımını desteklemek de her insana nasip olmaz.
Ben kayserili birinin fenerbahçeliyim, galatasaraylıyım demesini öncelikli olarak yaşadığı şehre yapmış olduğu bir saygısızlık ve haksızlık olarak görüyorum. Bu bütün şehirlerimiz için geçerli olmakla birlikte kişilerin bu konudaki bana göre yanlış olan kararlarında tavsiyelerimi belirtmekten başka bir şey de yapamıyorum.
Kişiler parayla gelen mutlulukların kölesi olmamalıdır. Bu hazırakonmaktan başka da bir şey değildir.
Artvinli misin kardeşim ?
ille de bir futbol takımını destekleyeceksen dibinde rizespor var.
trabzonluyum. ama ne doğma ne de büyüme trabzonluyum. ana babadan gelir trabzonlu olmam. ankara'da doğdum, istanbul'da büyüdüm. çevremdeki herkes ya fenerli ya galatasaraylı ya da beşiktaşlıydı. e baba da trabzonsporlu olunca başka takıma gerek kalmıyordu tabi. çocukken basit milliyetçi ve memleketçi zihniyetle trabzonspor'u desteklerdim fakat büyüyünce, bir şeyleri anlamaya başlayınca memleketçilikten daha önemli şeyler olduğunu anlıyor insan.
eğer trabzonlu olmasaydım yine trabzonsporlu olurdum. çünkü diğer şampiyonlara benzemez trabzonspor. parayla ve güçle değil, yetenek ve emekle şampiyon olmuştur hep. emeği çalınmış da olsa her zaman farklıdır, ilktir, tektir.
istanbul'da yaşadığım dönemde, okulda hep trabzonsporlu olduğum için mağlup olduğumuz maçlardan sonra benimle dalga geçerlerdi. biz galip geldiğimizde ben de onlarla dalga geçerdim. tabi linç kültürü gelişmiş bir ülkede bu yaptığımın cezası da linç edilmek oluyordu ama ben yine de bunu yapmaktan, haksıza ve güçlüye karşı durmaktan vazgeçmedim. tıpkı trabzonspor gibi.
şimdi trabzon'da yaşıyorum. trabzon'da yaşayan diğer takımların taraftarları bir zamanlar benim istanbul'da yaşadığım yalnızlığı yaşıyorlar burada. onları her ne kadar anlasam da onlar için üzülmüyorum. çünkü bu ülkenin 80 ilinde benim takımdaşlarım ezilmeye, linç edilmeye çalışılıyor. onlar ise sadece bir ilde.
istanbul takımları şampiyon olduğunda 80 ilde kutlanıyor şampiyonluk. ama trabzonspor şampiyon olduğunda 81 ilde kutlanıyor. neden?
çünkü bize her yer trabzon da ondan...*
daha birçok şey yazılabilir fakat şimdilik bu kadarı yeterli sanırım.
tanım: aynı zamanda hayat görüşünü de yansıtabilen nedenlerdir.
yazarların takım tercihinin nedenleridir. annem, dedem, babaannem ve birkaç akrabam galatasaraylı, babam ve amcam fenerli idi. çocukken iki taraf ta, daha çok galatasaraylılar, beni kendi tarafına çekmeye çalışırdı. takımlar arasında git-geller yaşanırdı. 10-11 yaşlarındaydım galiba. en son denizli'den gol haberine sevinirken galatasaraylı olduğumu hatırlıyorum. sahada fenerli futbolculara atılan yabancı maddeler, galatasaray taraftarının yaptığı pislikler beni bu takımdan soğuttu. fenerli oldum ve o gün bu gündür fenerliyim, mutluyum ve fenerbahçe ile gurur duyuyorum. kişiliğim ayrıca daha çok bir fenerli kişiliğine benziyor sanki. (bkz: takım taraftarlarının karakterleri)
çocukluğumda çevremde fenerbahçe ve galatasaray taraftarı çoktu ve genellikle yavşak tabirini hak eden insanlardı bunlar. ne kadar delikanlı, adam gibi adam tanıdıysam ilginçtir hepsi beşiktaşlıydı. mahallenin işine gelmeyince topunu alıp giden zengin piçleri galatasaraylılardan, it kopuk tayfası fenerbahçelilerden oluşuyordu.
uzun yıllar geçti, şort boyları uzadı, puan sistemi ve futbol kuralları değişti fakat bu güzide takımlarımızın taraftar profili çok fazla değişmedi. it kopuk oranıyla zengin piçi oranlarında bir miktar değişim oldu tabi.