bugün iş çıkışı otobüs bekliyorum, tartıcı bi çocuk üşümüş belli.. beresini kulaklarının sonuna kadar çekmiş. güzargahımdan geçmeyen bir otobüse bindi.. baktım orta kapıdan indi sırf bileti olmadığı için.. kolundan tuttum, bastım bileti. soför ; dedi bu olmaz öğrenci kartı.. dedim nasıl olmaz kardeşim. bu çocuk içerden birisinden istese de aynısı olacak ben bastım yine aynısı ne değişir dedim.
tek bildiği kelimeyi söyledi sıfatını siktiğim; olmaz, yasak.. ve böyle bir şey yaptığın için kartı iptal ettiririm. dedi..
dedim ettir ama bu çocuk binsin.
çocuk gözlerimin içine mahçup bir şekilde baktı.. dedim sen bin canım.. arkamı döndüm arkadaşlarla muhabbet ediyorum. orospu çocuğu soför çocuğu indirip hemen gaza basıp gitti. hem bileti basıyorum.. hem çocuğu o soğukta indiriyor.. dedim senin kitabını sikeyim ben..
bir durum. herkesin tahammül edemediği şeyler var. bu evet normal bir durum. ama şu var. tahammül edememek, tahammül edemediğiniz olaylara, şeylere bir daha yaklaşmamak değil sanki. illa ki hayat tahammül edemeyeceğimiz şeyler sunuyor. onun için belli bir şey yazmadım.
enayi yerine konmak, tek akıllı kendileri sanan insanlar.
çok bunlardan. iyi niyetinden ses etmezsin. tepene çıkarlar. çiğnerler, arkandan gülerler.
salak değilsen anlarsın lakin insanlığın ve asaletin sana sabırlı olmanı, kalp kırmamanı emrediyordur. sen iyi niyetinden arka çıkarsın. karşı tarafa göre halen enayisindir ve her geçen gün daha bir kıvama geliyorsundur. e tahammül sınırların zorlanmaya başlar haliyle. allah ne verdiyse dalarsın, allah yarattı demezsin. yaptığın iyiliğin de, insanlığının da, asil duruşunun da ağzına mıçılmıştır...