bugün

tipik bir akabeli nasıl olur diyenler için gelsin.

görsel

sayın brunson efendimiz hazretleri.
Uykudan yeni uyandım. Kafamın içi sanki önce fırınlanmış sonra buzluğa konulmuş gibi. Gerçektende kerahat vakti uyunmazmış.
Bana kizmayin, söylediklerimi kabul edin. Bana değil kendinize dürüst olun.
monoton hayatımdan umudunu kesmiş bünyemin, aşabilme ihtimalini sevdiği zorluklara heyecan duyuyorum.

sabır hedefe götüren binek hedef hayaller işte.
Az önce evin balkonunda, büyük renkli kanatları olan 2 kelebek buldum. Kanatları birbirine yapışmış ve birbirlerine arkalarını dönmüş şekilde hareketsiz duruyorlardı. Çiftleşiyor olabilirler diye dokunmadım...

1 saat geçti tekrar baktım, halen yapışıklardı ama bu sefer de çırpınıyorlardı. Heralde ben az önce yanlış anladım, bunlar yapışmışlar birbirine ve kurtulmaya çalışıyorlar diye düşündüm; kanatlarından nazikçe tutup kurtardım. ikisi birden çıldırmış gibi kafama doğru serbest dalış yaptılar. Belli ki kızdırmışım. Muhtemelen çiftleşmeye devam ediyorlardı, olayın tüm büyüsünü kaçırmışım. Nasıl bir keyiftir böyle saatlerce.
"ama" kelimesi kadar sahte ve yalan bir kelime daha yoktur.
Neden mi? Çünkü kendinden önce söylenmiş her şeyin gerçekliğini ortadan kaldırır.
Nasıl mı?
"seni Seviyorum, ama...", "seni özleyeceğim, ama...", "sen haklısın, ama...", "sen çok iyisin, ama..."
yok rahipti

yok andımızdı

yok rücab bilmem ne yabdıyıdı

akabe, ihalesiz mihalesiz 100 ton et ithal etmiş

mafya devletine 5 kaldı.
Fuck you but have a nice day!
lanet haftasonu geldi ve sıkıldım. otoparktan motoru alıp bara gidiyorum. niye gidiyorsam o da ayrı saçmalık, aynı sıkıcılık. neyse gideyim hadi.
Hiç anlamadım, hiç sevemedim, hiç cesaret edemedim, hiç kendim olamadım, niçin üzüldüm bilmedim hiçbir şeyin peşinden koşmadım. Değersiz geldim, değersiz gidiyorum.
bedelli den gelecek parayla ;

reyize şöyle güzel 2019 model bir saray

bahçesine süper sonik bir jet

çok yakışırdı.

hem almanlar kıskançlıkdan çatır çatır çatlar

amarihalılar kafayı üşütürdü

ne zannetiniz olm ?

reyiz bu

boru mu ?????

hepsini çatlatacak.
böyle evin amk.

iki haftadır cüzdanımdan 45 lira para kayboldu.

amına kodumun evinde masanın üstüne cüzdan bırakamayacak mıyız? kendi evim değil mi lan burası?
Bazen Ölmek istiyor insan, Belki de sık sık... sevipte sevilmediği bu dünyada geride hiçbir şey bırakmadan göçmek... Ne mutlu bu dünyaya hiç gelmemiş olana.
güneşli günler yakın mı ?
Yahu bir yere alışınca gitmek istemiyorum , cidden zor oluyor üzülüyorum . Keşke dönmek zorunda olmasam ...
eğer bir erkeği öpersen bu gay değildir, çünkü sen öpmek kızların öptüğü.
ama bir kız öpersen bu gaydir. çünkü sen öpmek erkeklerin öptüğü.
bize de bir gün kader güler, güler inşallah,
böyle gelmiş böyle gidecek korkarım vallah !
yok mu çaresi dostlar ?
fesupanallah !
seni arar durur bir kör ebeyim çık ortaya da çanak çömlek patlasın.
Gün gelir insanlar cesaretlerini yitirebilir. Dostlarına sırt çevirebilir ve tüm kardeşlik bağlarını koparabilir. Ama bugün o gün değil, kurtların vakti ve parçalanmış kalkanlar bekler insan çağının çöküşünü ama o gün bugün değil. Bugün savaşacağız! Bu dünyadaki tüm sevdikleriniz adına sizlere kalmanızı emrediyorum batının halkı!
atayıztlar cevap versin

pardon

donsuz dinciler cevap versin

efenim dolar 7 den 5 e düştü ehe mehe diyen kekomançiler

la donsuz dinciler fırsat bu fırsat deyip

ne varsa herşeye zamları gömdünüz

aha da dolar düştü

neden zamları geri almıyorsunuz ya la ?

alın

akıllı olun.

bir daha uyarmam.
söylesem faydası yok sussam gönül razı değil! der ünlü bir şair,
Kalabalık bir meydanda sabit durup beklememek lazım. Adres soranı da bitmiyor, ateş isteyeni de...
Kulaklık taktım, bu sefer de dürterek soruyorlar.
"Kafama göre bir ev aldim, ömürlük"

Fizik tedavi polikiliniğinde sıra bekleyen bir adam, yanındakiyle konuşuyor.
Mutlu...
Yaş 60 üstü.
ömürlük..!
ömrü ne sanıyorsa demek...
barış bıçakçı "bizim büyük çaresizliğimiz" kitabında der ki;

"Martın sonlarında bir akşam, odasına gitme zamanı geldiğinde yine sessizce koltuğundan kalkmış, "Biraz yürüyelim mi?" diye sormuştu. Tindersticks'in "Let's Pretend"i çalıyordu. Önerisine sevinmiştim ama güzelim şarkıyı dinlemeden kalktığı için de sinirlenmiştim. Şarkının bitmesini beklemiş, sana bir not yazmıştım: "Bu kız kemanları duymuyor! Yemeğe girişme, lahmacun alıyoruz!"

işte o kemanları duymakla duymadan yaşamak arasındaki şey; koca bir hayat farkı.
Sürekli ağıran başım ağırmayı kesip sessizce köşede dursan ne olurdu?