beni çok fazla üzdün. Hemde kimsenin başaramadığı şekilde. Kimse başaramadı çünkü izin vermedim. Üzmeye çalıştıklarını hissettiğim anda umursamamaya başladım. Ama sana karşı yapamadım bunu. Sana çok güvendim ondan. Bidaha da birini unutmadan diğerine gitme. Çok can acıtıyo haberin olsun.
"ne zaman düşecekse karanlık üzerimize,
düşsün bir bulutun gölgesi gibi.
serinlikle birlikte bir çadır kuralım,
ateşe hakiki bir çay koyalım,
kenti unutanlardan olalım." *
derin bir mutsuzluğa kulaç atıyorum bu aralar. sorumlusu da sen değilsin benim üstelik. sen doğru olanı yaptın, o içinde yaşadığım pembe dünyadan çıkardın beni, yolun sonuna geliyoruz artık konuşmalıyız bunları dedin. haklıydın, görmezden geldiğimiz, göz ardı ettiğimiz, umursamadığımız önemli sorunlarımız vardı bizim ama biz 3,5 sene bunları görmezden gelmiştik. şimdi gelemiyorduk, çünkü okulumuz bitmek üzereydi ve artık ikimizin ailesi de haberdardı durumdan. aile, ailelerimiz. ikimizinde asla vazgeçemeyeceği, çok değer verdiği insanlar şimdi ilişkimizdeki en büyük soru işaretlerini oluşturuyordu. sizinkiler a'cı, bizimkiler b'ci. senin baban, benim ise annem farklı kutuplarda, farklı ideolojilerle, ve 2 si de vatanı için uğraşıyordu. bilmiyor muyduk bunu, biliyorduk hemde en başından. ama hayat lay lay lom, çiçekler böcekler,başımızda kavak yelleri, kim takardı ki bunları. oysa şimdi baban sana "iyi düşün oğlum" diyordu. annemse bana, sanırım benim yüzümden seni kabul etmeyecekler diyordu. hem anlaşabilcek misiniz ki siz diyordu baban, siz de farklı siyasi görüşlere sahipsiniz. ama bilmiyordu ki biz bu sayede öğrenmiştik karşımızdaki insanın görüşü ne kadar farklı olursa olsun dinlemeyi, saygı göstermeyi.
şimdi korkuyorum. korkuyorum çünkü bana dedin ki, babam bir yerlere gelmeye çalışıyor, ama annenin a'cı olduğu duyulursa, bu babamın kariyeri için iyi olmayabilir. ama en vurucusu şu oldu; aynı şey benim için de geçerli, kendi çevremi oluşturmak için o kadar uğraşıyorum bende.
o kadar üzüldüm ki içimden başlarım senin çevrene bile diyemedim. aklıma türk filmlerinde parayı,sevgililerine tercih eden kötü karakterler geldi. kuzey güney deki, yalaka güney filan. evet dedim içimden, sanırım ileride başbakan olabilmek adına şuan terk ediliyorum.
sonra beni çok sevdiğini, herşeyi aşacağımızı,bunların çözülemeyecek sorunlar olmadığından bahsettin. 2 laf arasında annemin siyasetten elini eteğini çekmeyi düşünüp düşünmediğini de sordun ama tabi.
bilmiyorum 2 gün öncesine kadar aklıma gelmeyen şeyler şuan beynimi kemiriyor. ben sana herşeyden çok güveniyordum, kendimden bile. ama şimdi korkuyorum. babanın aklını çelmesinden, babanın istediği gibi uzun uzun düşünüp karar vermenden. kısacası babandan korkuyorum herhalde. çünkü herkes benim annem gibi anlayışlı olamıyor. onun için tek önemli olan benim nasıl mutlu olduğum. ne kariyerini, ne de itibarını düşünür, o sadece ben mutlu olayım ister. oysa baban.. tamam hadi o düşünsün, ya sen?..3,5 yıl sonra artık, gelecek planlarının önünde bi engel mi oldum?..senin bitanen, herşeyinken şimdi kariyerin için önündeki engel miyim?
şu yazıyı okusan muhtemelen bana saçmaladığımı, benden vazgeçmeyeceğini sölersin ve ben yine sana inanırım. inanınırım çünkü seni çok sevdiğim için inanmak isterim.
ama hiçbirşeyi yaşamadan göremeyeceğiz değil mi?..bu hikayenin sonu nasıl bitecek yaşamadan bilemeyeceğiz.
öyle kolay mı sandın gitmek
sobaları yakan biziz bak
evlerde bekleyen her kadın benim
asılan çamaşırlar hep bizim
artık
gidenler hariç
her erkek sensin.